Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oyun, eğlence, ihtiras, tüketim arzusu, şehvet düşkünlüğü ve menfaatin itibar vesilesi olduğu bu dönemde, insanların değerinin bindiği arabayla, oturduğu evle, giydiği ayakkabı ve gömlek markasıyla ölçüldüğü modern çağda yüksek duygularımızı, istikametimizi muhafaza etmek kadar büyük bir keramet söz konusu değil.
Keramet haktır:
Evliyanın, uzak mesafeleri kısa bir zamanda kat etme, ihtiyaç anında yiyecek, içecek ve giyecek ortaya çıkarma, havada uçma, su üzerinde yürüme, cansız varlıklarla ve hayvanlarla konuşma ve bunun gibi kerametleri haktır. Bu gibi haller peygamberlerde olursa buna mucize denir. Veliler peygamberin derecesine ulaşamadığı gibi, kendisinden emir ve nehyin kalktığı bir dereceye de ulaşamaz
Sayfa 57
Reklam
Henüz çoğumuz hayatın özünü anlamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz.
Henüz çoğumuz hayatın özünü anlayamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz.
Henüz çoğumuz hayatın özünü anlamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz.
Bir zenginin ağzından çıkıp keramet addoluan söz, fakirin ağzından çıksa alay konusu olur.
Reklam
Imam Maturîdi, hiçbir zaman kendisine vahiy geldiğini iddia etmedi; keşf, keramet ve ilhamı da bilgi kaynağı olarak kabul etmedi. Her insan gibi, onun da doğruları ve yanlışları vardır. Ürettiğimiz sorunları kendimiz çözmek zorundayız, Imam Mâturid değil. Onu doğru anlayalım yeter.
İbretlik olaylara şaşıran ârif değildir. Bir kimse ibretlik olaylardan ve kerametlerden hayrete düşerse bil ki, o adam Allah Teâlâ hazretlerinden uzaktır ve bir kimse ibretlik olay ve keramet görmek için ibadet ederse o kimse Allah'ı bilmeyen cahillerdendir.
Sayfa 184 - Büyüyenay Yayınları 2014 BaskısıKitabı okuyor
- Az konuşun. öz konuşun - Her az konuşan öz konuşmuş olmayabilir, yanılmayın. Az konuşanları bir şey sanmayın sırf az konuştuğuna bakarak. Ya! Keramet bunlarda değil sizde olmalı. Bunu anlayacak olan sizsiniz. Hele konuşan sizseniz bilirsiniz az mı konuştuğunuzu çok mu konuştuğunuzu. Bazıları vardır ki az konuşurlar ama o bile çoktur.
“İnsanoğlu bu, çok keramet var insanda.”
Sayfa 87 - Yapı Kredi Yayınları 29. BaskıKitabı okudu
Reklam
Ağaçlarda çok keramet olur.
Sayfa 56 - Yapı Kredi Yayınları 29. BaskıKitabı okudu
Su Kasidesi
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.) Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
Su Kasidesi
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.) Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
KENDİNİ FEDA EDEN KEDİ
Nefahatül üns kitabında yazıyor ki: Tekkenin birinde bir kedi var. O tekkeye de misafirler gelip gidiyor. O kedi de kaç tane misafir geleceğini bağırarak bildirirmiş. Bir gün bu kedi ocağın yanına gelerek kazana bakarak bağırıyor. Bir türlü susmuyor. Onlarda sütü o kadar çoğaltıyorlardı. Kedi derdini anlatamayınca, kendini kaynamakta olan kazanın içine atıyor. Bir de kazanı dökerler ki, dibinde yılan çöreklenmiş. Kedi onlara demek istiyordu ki, zehirleneceksiniz, o sütü dökün. Onlar onu anlamadılar, kedi kendini feda etti. Mevla kediye keramet verdi de sana vermezmi? Sen insan- sın, ahseni takvim üzere yaratıldın. Yâ Rabbi uyandır bizi, büyük avanak olduk. Biz Kur'ân'ı sevsek alınmaz elimizden, biz tarikatı sevsek alınmaz elimizden. Mevla bize tokat atıyor. Bu Kur'ân'ın kıymetini bilin, se- vin, yoksa elimizden alınır. Ey Allahım! Bizi sadece dinlemek- le, anlatmakla bırakma Dinimiz, tarikatımız ayak altında kal- masın diye uğraşmalıyız.
Hürü hatun, hürü hatun," diye anacık Sultan elini onun omuzuna koydu, "benim de, bu ocağında, hiçbir kerameti yok keramet toprakta, ağaçta, suda, insanlarda, böceklerde kuşlarda...iyi bak şunlara..."önündeki raftan koyu kırmızı bir şişe aldı, kapağını açtı, kokladı. Ortalığa hürü ananın hiçbir zaman duymadığı, insanın içini okşayan incecik bir koku yayıldı."işte bütün keramet bunda kırk yıldır ben bu işi iyi anladım. Keramet sende bende değil, keramet toprakta, insanlıkta."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.