Merhaba, daha önce kendinizi bir hiçlik içinde hissettiniz mi? İnsanlar neden intihar eder veya etmez? Sizce hayatın anlamı nedir ve nasıl ulaşılır? Kaybedecek bir şeyi olmadığında insan ne yapar?
Sorular sorular, kimi zaman cevaplanan kimi zaman ise asla cevabı olmayan sorular. Daha önce Yahudi soykırımını anlatan birçok film izledim:Schindler'in Listesi, Hayat Güzeldir, Piyanist, Çizgi Pijamalı Çocuk gibi. Kitabın yazarı Psikiyatr Frankl da bu durumları bizzat yaşayan birisi. Yaşamakla da kalmayıp üstüne birde Logoterapi denilen bir psikoterapik yöntemde bulmuş.
Bazı olayları duyuyoruz ama yaşamadan asla bilemeyiz onların ne hissettiklerini. İşkence, eziyet, ağır işlerde çalıştırılma, aynı kıyafet ve saç şekli, insanları sadece numaradan ibaret sayan hiçlik durumu.
Bu şartlar altındaki olaylara tabiki herkesin vereceği tepkiler farklıydı , kimisi bu hiçliğe karşı umarsız bir şekilde varoluşsal boşluğa kendi karadeliğine bıraktı, kimisi ise Nietzsche'nin dediği sözden yola çıkarak yaşamak için tek bir nedeni olup her türlü nasıla katlanma dirayeti gösterdi.
Frankl'a göre insanın hayatında anlam olması için, bir şeyler üretmeli, bir işle meşgul olmalı, deneyime açık olmalı, birisini sevmeli, hayatın döngüsel olup ölümünde gerçekliğinden harekete geçip yaşadığı ıstıraplarından ders çıkarıp kaderle yüzleşmelidir.
Kitap ile alakalı ilk bölüm muazzamdı. Logoterapiyi anlatan kısımlar ise teorik konuları anlattığından dolayı aynı duyguları hissettirmedi. Ama kesinlikle okunması gereken bir kitap diyerek sözlerimi sonlandırıyorum