Genellikle gelinin ailesi tarafından dillendirilen "Bir kere evleniyorsun" zehrini alan, zaten tüketmeye kodlanmış her genç, parya olarak çıktığı bu yolda paramparça olarak bir birlikteliği sürdürme telaşına düşüyor. "İkisinin de maaşı var, beraber öderler" diyerek aldırılan ya da yaptırılan her masraf "beraber sürünmeye" zemin hazırlıyor. "Şu da lazım lobisi" mekanları daralttığı gibi kalpleri de köreltiyor artık. Evler "lâzım, alınacak" yargısıyla dolduruldukça, dar geliyor. Bir süre sonra o ev, evli çiftin barınağı olmaktan çıkıp, eşya deposu işlevi kazanmaya başlıyor. Fiyonklu çay kaşığını "başkası ne der?" kafası ile evine alan kadın, "ben bu çay kaşığı ile mutlu olacak mıyım?" sorusunu kendine sorma genişliğini bile elde edemiyor. Çünkü diğer gün kristal bardaklara da ihtiyacı olduğuna inandırılıyor. Tüketmeyenin mutsuz olduğu, kendini yeterince değerli hissedemediği, ruhu bizzat kendimiz tarafından katledilen ruhsuz zamanlar bu zamanlar. Alışveriş merkezlerinden ellerinde poşetler ile çıkamayanlar kendini eksik hissederken, pahalı marka poşet taşıyanlar kendilerini daha değerli hissediyor. Sevmenin fuzuli ama öfkenin çok gerekli olduğu zamanlarda sen kimsin muamelesi görüyor ilişkiler de.
... Sürekli "BEN" diyorsun. Kimsin Sen!?...
Abdülkadir Geylani
Abdülkadir Geylani
Reklam
yuhhh. kimsin sen Allah'ın Firavun'u affettiği yerde.. Affet..
Altı ay sonra nişanı attık diye yirmi senedir küs o yengem bana.
Sayfa 14 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okuyor
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçmesine izin vermeden giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yolu devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
TÜRK BANKACILIĞININ MESSİ'Sİ OLMAK
Kapitalizm neden son yıllarda Türk Bankacılığının Messisi olarak bilinen Önder Karaçay'dan gol yiyor. Karşılarına almayı göze alarak Türk bankacılığının Messi'sini kenara iterek oyun dışı bırakalım bitsin zihniyeti olabilir mi? Bunu yeniden anlatmanın zamanı geldi. 12 Eylül 2012 sonrası kitabımı yazma süreci içinde çok iyi dost
"Kimsin sen?" "Alatav. His Alatav." "Sen gerçekten kimsin, Alatav." "Benim hakkımda bilmen gereken tek şey bu. Fazlası zarar, ziyan olursun."
Reklam
Ne olacak bu varoluşsal sancılar? Ne olacak bu hakikate ulaşmak için verdiğin çırpınışlar? Anlama ulaşmak için koştuğun her vakit ,anlamsızlığı düşünüp mahvoluşlar… sızlayan ruhun yakarışı , her an haykırışı? Sahi kimsin sen ? Cevabını arayıp bulman gereken binlerce soru varken, soruları yok sayarak anlamsız bir hayat yaşamaya devam edebilir misin? Var olmanın hakkını vererek yaşamazsan yaşamış sayılmazsın. Her insan potansiyel bir mucize ise bu değersiz yaşamaya olan arzumuz neden? bu herkesleşme çabası neden? Bugün düşüncelerin ağırlığı taşıyamayacağım kadar büyük bir yük olup omuzlarıma bindi . Cevaplarını bulmam gereken sorular ve Sorgulanacak doğru bilinen yanlışlar var. Hayat , anlamsız bir yaşam için çok kısaymış. Hayatı anlamlı kılan , anlam arayışıymış.
Çok ukala, bayıldım
"Hem sen de kimsin? Seni ben çağırmadıysam, neden buradasın?" "Bu şatoda olup biten kayda değer her şeyi bilmeyi kendime görev edindim. Tebrikler. Seni kayda değer buldum."
Sayfa 74 - Serilda-GildKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.