Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kırmızı gül tutkuyu fısıldar, Ve beyaz gül aşkı haykırır; Kırmızı gül bir şahin, Beyaz gül ise bir güvercin, Oysa ben sana krem rengi bir gonca gönderdim Uçlarında pembelik olan; Aşkların en safı, en tatlısı için Dudaklarında tutkunun öpücüğü olan.
Factotum
''Tamam Chinaski.'' ''Tamam mı?'' ''Evet, git.'' Ayağa kalktım. Mant kahverengi klasik bir takım giymişti, beyaz gömlek, koyu kırmızı kravat. Havalı bir çıkış yapmak istedim. ''Mantz, işsizlik sigortamı istiyorum. Bu konuda herhangi bir problem çıkmasın. İşçinin hakkını yiyorsunuz sürekli. Bana mesele çıkarma, geri gelirim sonra.'' ''Sigortanı alacaksın. Defol şimdi!'' Defoldum.
Sayfa 87 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ölüm, yaşamın karşıtı olarak değil parçası olarak vardır. Bir kez sözcüklere döküldüğünde klişe görünüyor, ama o zamanlar bunu sözcükler değil, içimde bir düğüm olarak hissediyordum. Ölüm, kâğıt ağırlığının içinde de vardı, bilardo masasının üstünde sıralanmış kırmızı-beyaz dört topun içinde de. Ve hayatımız boyunca onu ince bir toz gibi ciğerlerimize çekip duruyorduk.
Sayfa 38
Küçük kızlar için beyaz kurdele, erdem yılı kızları için kırmızı ve evli kadınlar için de siyah. Masumiyet. Kan. Ölüm.
Saîd b. Cübeyr bildiriyor: İbn Abbas Radiyallahu anh şöyle dedi: "Yanımda Kaderiyye'den bir adamın olmasını ve onun başını kesmeyi isterdim" deyince, yanındakiler: "Neden?" diye sordu. İbn Abbas: “Çünkü Allah, Levh-i Mahfûz'u beyaz bir inciden, kenarlarını da kırmızı yakuttan yarattı, kalemi de, yazısı da nurdur. Genişliği de gök ile yer arası büyüklüğündedir. Allah her gün buna üç yüz altmış defa bakar, her bakışta da öldürür, diriltir, aziz kılar, zelil eder ve dilediğini yapar” karşılığını verdi.
Bir vazoda iki karanfil; biri beyaz, biri kırmızı: ''Neden böyle ?'' diye sordum. '' İkimiz... '' demez mi ? -Hangisi sen ? -Renkler önemli değil, ikisi de karanfil...
Reklam
“İdeal Beslenme İçin Günde bir kez: Yeşil salata, sebze, tahıl, baklagiller. Günde iki kez: Çiğ sebze, kepek ekmeği. Günde üç kez: Küçük bir kase Yoğurt. Günde beş kez: Meyve, çay, maden suyu (bir şişe), çorba. Günde 12 tane: Fındık ya da badem. Haftada bir kez: Kırmızı et. Haftada iki kez: Balık. Haftada üç kez: Beyaz et, karaciğer. Haftada üç dört kez: Çiftlik yumurtası. Haftada yedi kez: Soğan, sarımsak, mercimek.
“Bunlar Yaşlılığı Durdurur: Kahvaltılık tahıl: Yulaf, kara buğday gevreği, buğday ya da pirinç gevreği. Süt ürünleri: Soya sütü, az yağlı süt, gravyer ve permesan peynirleri, yoğurt. Ekmek çeşitleri: Kara ekmek, tahıllı ekmek, arpa, yulaf ve çavdar ekmeği Sebze, baklagiller: Brokoli, lahana, havuç, ıspanak, bal kabağı,
Dersim
Ağdat konağında Tujik Dağı karşısında,tarafımızdan tertiplenen "Kırmızı, yeşil, beyaz renkli Kürdis- tan bayrağı" da dalgalanıyordu. Tabiatıyla Dersim'in hiçbir mıntıkasında Türk nüfuzu, Türk neferi, jandarması ve me- muru katiyyen hüküm yürütemiyordu. Ve esasen o esnada Türkiye'nin ekseri mıntıkaları da anarşi halindeydi.
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Her şey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı. Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak Bir yandan
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tutulduk çiçek yağmuruna: kırmızı, beyaz, mavi, sarı, gülleri, karanfilleri, kınaları hepsinin de en tazesi, en dostu, en güzeli. Ve sesler: güneşli bir kumsalda sevinçle yuvarlanan dalgaların uğultusu: gençlik barış hürriyet hayat
Sayfa 1496 - Pdf / KindleKitabı okuyor
Beyaz gül de ölür kırmızı gül nasıl ölüyorsa Beni bu denli heyecanlandıran da ne Şu son sözcüklerde Son sözcük belki de Her şey tüyler ürpertici tüyler ürpertici biçimde onarılması olanaksız
Mumların Gözyaşları
Mendilime örerim yaşlı gözyaşlarıını Mesih'in gözyaşları gibi Kırmızı Hüseyin'in gözyaşları gibi Beyaz Ondan sarhoş olurum Kaburgamın arasındaki alnımın ruhunu açar Ölümümü taşıyan ölümü katlederim Huda Sadi / BAE
Sayfa 14 - Hayal YayınlarıKitabı okudu
“Âriflerden biri şöyle demiştir: "Dört çeşit ölümle ölmeden Allah'ın huzuruna girilmez. Bunlar, kırmızı ölüm, siyah ölüm, beyaz ölüm ve yeşil ölümdür. Kırmızı ölüm, nefsin kötü arzularına muhalefet etmektir. Siyah ölüm, insanların eziyetlerine tahammül etmektir. Beyaz ölüm, nefsi açlığa alıştırmaktır. Yeşil ölüm ise yamalı elbise giymektir. Yani nefsin kibrini kırmak ve benliğini yok etmektir."
Geyikli Gece
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Herşey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabani uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak Bir yandan toprağı sürdük Bir yandan kaybolduk Gladyatörlerden ve dişlilerden Ve büyük şehirlerden Gizleyerek yahut dövüşerek Geyikli geceyi kurtardık Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz Bilir bilmez geyikli gece yüzünden
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.