YILAN, ÇİFTÇİ VE BALIKÇIL KUŞU Avcıların kovaladığı yılan çiftçiden hayatını kurtarmasını ister. Onu kovalayanlardan kurtarmak için çiftçi diz çöküp yılanın karnına girmesine izin verir. Ama tehlike geçip yılandan dışarı çıkmasını istediğinde yılan çıkmayı reddeder. Bulunduğu yer sıcak ve güvenlidir. Adam eve dönerken gördüğü balıkçıl kuşuna fısıldayarak olanları anlatır. balıkçıl ona çömelip yılanı dışarı çıkarmak için gerinmesini önerir. Yılanın başı dışarı çıkınca balıkçıl onu yakalayıp öldürür. Çiftçi yılanın zehrinin hala içinde olmasından korkar. Balıkçıl, yılan zehrinden kurtulmanın yolunun altı beyaz kuşu pişirip yemek olduğunu söyler. ''Sen beyaz kuşsun'' der çiftçi sen ilki olacaksın. Balıkçılı yakalayıp torbasına koyar, eve gelir. Karısına olanları anlatırken torbasını kapıya asar. Bu yaptığına çok şaşırdım der karısı. Kuş sana iyilik yapmış, karnındaki kötülükten kurtulmanı sağlamış, hatta hayatını kurtarmış, ama sen onu yakalamışsın ve öldürmekten söz ediyorsun. Adam hemen balıkçılı bırakır, o da uçarak gider. Ama giderken kadının gözlerini oyar. Kıssadan hisse: Suyun yukarıya doğru aktığını gördüğünüzde birisi bir iyiliğin karşılığını ödüyor demektir. ''Afrika Halk Masalı''
Havanın çok soğuk olduğu bir günde erenlerden biri sokağı seyrediyormus. Yoğurtçunun sesini duyup hanımına " kap getir de yoğurt alalım" der. Hanımı "yoğurdumuz var ihtiyacımız yok " deyince mübarekde " bizim ihtiyacımız yok ama belliki yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi" der. İnsanlara iyiliği dokunan insan başkadır. Kıssadan Hisse
Reklam
Kıssadan Hisse
Bir gün Susmayı öğrendim ve O Gün Değişti Her Şey Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı. Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır,
Kıssadan hisse.. Yıl 1927 Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla balo veriliyor. Kastamonu Valisi salona giriyor.Herkes ayakta ancak genç bir öğretmen valinin geldiğini geç fark ederek en son ayağa kalkar.Vali bey bu olayı görür ve balo bittiğinde Milli Eğitim Müdürünü yanına çağırır. Milli Eğitim Müdürü öğretmenin iyi niyetli olduğunu söylese de sayın vali olayın peşini bırakmaz. Olay bakanlığa yansır.Milli Eğitim Bakanlığı da valinin bu olaya fazla alınganlık gösterdiği kanısına varır.Bu durum görüşülürken Atatürk bakanlıktadır. Yetkililer kendi aralarında konuşurlarken Atatürk neler oluyor diye sorar?.Olayı anlatırlar ve dediği şudur: HEMEN VALİYİ GÖREVDEN ALIN YAPILACAK BU KADAR İŞİMİZ VARKEN GENÇ BİR ÖĞRETMENLE UĞRAŞAN VALİYLE BİR YERE GELİNMEZ.. Kaynak: M.Rauf İnan, Mustafa Necati, syf,29
Kıssadan Hisse
"Şeyhin biri müridiyle giderken bir köyün yanından geçmişler. Şeyh demiş ki: “Evladım. Ben şu incir ağacının altında biraz nefesleneyim, sen de al şu testiyi, git köyün çeşmesinden dolduruver bir zahmet." Mürid gitmiş çeşmeye. Bir de ne görsün çeşmenin yanında dünya güzeli bir kız testisini dolduruyor. Takılmış peşine. Yolda aşkını
DİL BELASI KİTABINDAN KÜÇÜK BİR KISSADAN HİSSE
Allâh Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim haksızken tartışmayı bırakırsa, cennetin kıyısında onun için bir köşk yapılır. Haklı olduğu hâlde bırakırsa, cennetin ortasında onun için bir köşk yapılır. Kimin de ahlâkı güzel olursa, ona cennetin en üstünde köşk yapılır." Ebû Ümâme radıyallahu anh. Tirmizî.
Reklam
673 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.