Sandalcının birinin ünü tüm İstanbul'a "Çapkın" diye yayılır.. İşinde gücünde ekmeğinin peşindedir sandalcı.
Eeee!.. Söylenti o ki, sandalına binen hiçbir kadının elinden kurtulma şansı yoktur.
Bunu duyan zamanın biraz da feministi, dişli bir kadın:
— Olur mu canım öyle şey. Ben bindiğim gibi inerim. der.
O hırsla gider bulur sandalı ve biner:
— Çek Göksu'ya! der.
Çekmeye başlar sandalcı, kürekleri..
Kadın da sandalcıyı incelemeye alır tabii..
Sandalcı kadına hiç bakmadan kürek çekerken, kendi kendine de mırıldanıyormuş..
— Derler, derler, derler!
Bir, üç, beş.. Kadın dayanamamış:
— Ne derler be adam? Ne derler?
Sandalcı kadına bakmış, bıyığını burmuş ve gülmüş:
— Valla güzelim, sen bu kayığa bindin ya! Vermesen de, verdi derler!
(Önyargıların dedikoduyla buluştuğu ortamlarda insanların düşüncelerinin ne olabileceğini anlatan kıssada hissedir.)
(Alıntı)