Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

100 Soruda Türkiye İktisat Tarihi 1. Cilt

Niyazi Berkes

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Avrupalı, Türkleri iş adamı yeteneklerinden yoksun sayıyordu.
Sayfa 142Kitabı okudu
Bu devlet sisteminin toplum anlayışında toplum tek, bütün bir parça değil. Bölük bölük, tabaka tabaka. Sonra bunlar birbirine eşit de değiller. Her birinin ayrı yeri ve adı var. Üstelik her birinin içindeki kişilerin o bölük veya tabakada çakılı kalmaları da gerekli. Demek ki toplum bölüklü ve tabakalı ve statiktir. Anlattığımız çeşitten bir devlet düzeni, ancak böyle koyun sürüsüne benzetilen statik bir toplumun üstünde durabilir.
Reklam
Osmanlı düzeninde ulema kendilerini çok önemli bir yerde görürlerdi. Çünkü bunlar kendilerini bir yandan İslâm peygamberinin şeriatinin temsilcileri, bir yandan da «ulülemrin» yani hükümdarın delegesi sayarlardı. Bir yandan padişaha şeriati öğretirler, öte yandan halka «Ulül-emr»e itaatin bir borç olduğunu telkin ederlerdi. Bunlar ne halktılar, ne de kul.
Sayfa 115Kitabı okudu
Çünkü bizde politik anlayışı olmayan, ulusal kültürden ve toplumdan kopmuş kişiler, Osmanlı sisteminin çökme yıllarında medreseden yetişen ulema olmuştur. Bütün bildikleri Hazreti Muhammet ve Hazreti Ömer devleti. Dilleri Türkçe değil, Arapça. Türkçeyi evde karıları ve çoluk çocuklarıyla konuşurken, bir de çarşıda pazarda avam halkla işleri olduğunda kullanırlardı.
Esası şu: devleti toplumun sırtına bindirecek ve orada tutacak adamlar elbette havadan gelecek değil; yine bir toplumdan gelecek. Ama bunlar toplumdaki sınıflarından oldukları gibi gelirlerse, tam anlamıyle devlete kapılanmadan sadece bir âmme görevi yapmak için gelirlerse bunlar devleti kendi sınıflarının çıkarlarına, isteklerine göre yöneltme eğilimini gösterecekler. Halbuki bu sistemlerde bu caiz değil. Neden? Çünkü toplum başka devlet başka: toplum, onların deyimiyle «reâyâ» yerden bitme bir şey. Devletse gökten inme, dışarıdan gelme bir şey.
Asıl önemli olan şey devlet değil, hükümdar ve onun adamlarıdır. Devlet bir müessese değil, güç sahibinin bir sıfatıdır. Çiftçi nasıl çiftli çubuklu, zenaatkâr nasıl iş yerli ve araçlı, tüccar nasıl paralı ise baştakiler de devletlidir. Bizde ancak Yeni Osmanlılar çağında devlet sözcüğü modern anlamını almağa başladı. Padişahlar için bu çeşit kavramlar «zındıkça» fikirlerdi.
Reklam
Bütün bu soy karışmalarına rağmen, Osmanlı hü­kümdarlarının Türk dili konuştuğu, bu anlamda Türk olduğu meydanda. Resimlerinde görülen bazı yüz özellikleri de, bütün soy karışmalarına rağmen, kaybolmamış Türkmen özellikleridir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.