100 Soruda Türkiye Sanat Tarihi kitaplarını, 100 Soruda Türkiye Sanat Tarihi sözleri ve alıntılarını, 100 Soruda Türkiye Sanat Tarihi yazarlarını, 100 Soruda Türkiye Sanat Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ayasofya sadece o zamana kadar görülmemiş bir teknik cesaret ve iç mekân güzelliği açısından değil, o çağ sanatının bütün yaratma olanaklarını göstermesi açısından da önemli bir sanat ürünüdür.
I. Mahmut'un saltanatından itibaren, mimari dekorasyon bütün geleneksel görünüşünü yitirmiş, 18. yüzyılın ikinci yarısından sonra da minyatür ortadan kalkmıştır.
16. yüzyıldan itibaren Batı Anadolu'da Uşak önemli bir halı üretim merkezidir. Uşak diye anılan halıların dekorasyonunda İran'dan gelen yeni bir düzen ortaya çıkar.
Yavuz döneminde Topkapı Sarayı'nda yapılan bir köşk insan figürleri ihtiva eden resimlerle süslenmiştir. Özellikle Tekke muhitinde ve sivil mimaride, duvarların hayvan ve bitki motifleriyle, peyzajlarla süslendiğini eski belgelerden okuyoruz.
Osmanlı devri özellikle şehir içi hanlarına önem vermiştir. Plan itibariyle bunlar, genellikle iki katlı ve revaklarla çevrili bir avluyu çeviren odalardan meydana gelir.
Osmanlı sanatı, tek merkezli bir sanattır. Etkisinin uzanabildiği yere kadar her yerde sanat üretimi başkentin ortaya koyduklarının derece derece yankısından, yorumundan ya da kopyasından ibarettir.
Taş işçiliği Suriye veya Anadolu kaynaklıdır. Ağaç işçiliği Mısır'dan Gürcistan'a kadar uzanan bir çevreden olabilir. Alçı işçiliği İran kaynaklıdır. Aynı şekilde tuğla ve çini dekorasyon çokluk Azerbaycan kaynaklıdır.
Pişmiş toprak yapı malzemesinin, yani genellikle tuğlanın yüzünü dekoratif, belki de koruyucu nedenlerle sırlamak Mezopotamya'da Sümer uygarlığına dayanan eski bir tekniktir.
Osmanlı minyatür sanatı özellikle Timur Çağı İran minyatür sanatının etkisi altında gelişmiştir. Zamanla üslup açısından kendine özgü bir ifade kazanmış olmakla beraber, resim alanına yeni bir teknik getirememiştir.
Gelişmiş şekliyle Ermeni mimarisi teknik açıdan ileri bir taş mimarisidir. İçi moloz, dışı düzgün taş kaplama duvar tekniği Geç Antik geleneğine dayanır.
Ayasofya sadece o zamana kadar görülmemiş bir teknik cesaret ve iç mekân güzelliği açısından değil, o çağ sanatının bütün yaratma olanaklarını göstermesi açısından da önemli bir sanat ürünüdür.