Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zamanı ve Şahsiyeti

2. Abdülhamid

Yılmaz Öztuna

2. Abdülhamid Sözleri ve Alıntıları

2. Abdülhamid sözleri ve alıntılarını, 2. Abdülhamid kitap alıntılarını, 2. Abdülhamid en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
19. Asırda Osmanlı Parası
1 kağıt Osmanlı banknotunu, dünyanın her yerinde 1 altına çevirmek mümkündü.
Sayfa 93
Cennet Mekan Hakan Sultan 2.Abdulhamit Han Eserleri
Sultan Hamid'in yaptırdığı eserleri, açtığı müesseseleri burada saymak tamamen imkansızdır. Bir kaçınu anmak, bir fikir verebilir. Fen fakültesi, edebiyat fakültesi, hukuk fakültesi (Mekteb-i Hukuk-i Şahane), siyasi bilgiler fakültesi (Mekteb-i Mülkiyye-i Şahane), tıp fakültesi (Mekteb-i Tıbbiyye-i Mülkiyye-i Şahane), (II.Mahmud'un kurduğu tıbbiye askeri idi), Beyrut, Şam, Bağdat, Selanik, Konya, Edirne şehirlerinde çeşitli fakülte ve üniversiteler, burada sayılmayacak kadar çok askeri orta ve yüksek mektepler, teknik üniversitesi (Mekteb-i Şahane-i Hendese-i Mülkiye, daha önce yalnız askeri ve bahri muhendisler yetiştiren Mühendishane-i Beri-i Hümayun ile Mühendishane-i Bahri-i Hümayun vardı), güzel san'atlar akademisi (Mekteb-i Şahane-i Sanayi-i Nefise), yüksek ticaret mektebi, Halkalı Yüksek Zıraat ve Baytar Mektebi, orman ve maadin mektebi, deniz ticaret mektebi, yüksek muallim mektebi, lisan mektebi, orta öğretimde, hemen her sancak merkezinde birer idadi (lise), eğer 4 sınıflı kolej ise "sultani" deniyordu ve hemen her kaza merkezinde birer rüşdiyye (ortamektep), kız ve erkek sanayi mektebleri, muallim ve muallime mektepleri, sağır, dilsiz ve kör mektepleri, ayrıca binlerce ilk mektep. Birçok müze ve kütüphane kurduran, bunların örnek şekilde kataloglarını yaptıran II. Abdülhamid devrinde Darülaceze, Hamidiyye su tesisleri, yüzlerce sanayi, ziraat ve ticaret odası, belediye teşkilatı, telgraf hatları, postahane, demiryolu, şose, köprü, birçok fabrika meydana gelmiştir. Dip not : ve daha niceleri...
Sayfa 179
Reklam
... Hanedan'ın, saltanat ve hilafet makamının prestiji ile oynanıyordu. Bu, imparatorluğu parça parça edecek bir oyundu. Zira imparatorluk, gerçekte sadece bu prestije dayanıyordu. Prestiji sarsılmış bir hanedan ile imparatorluk rejimi Osmanlı'da değil, Rusya'da, Almanya'da, Avusturya'da, Britanya'da da yürüyemezdi. Ancak milli devletlerde yürüyebilirdi ve milli devlette hanedan lüzumsuz da görülebilirdi. Demek başka bir rejimin tohumlari atılıyordu.
Sayfa 142Kitabı okudu
"Halkın "Sultan Hamîd" dediği Abdülhamid , şehzadeliğinde şu zatlardan ders gördü: Mirliva Guatelli Paşa, mirliva Dussep Paşa, miralay Lombardi Beyden Batı Musikisi ve piyano, Aleksan Efendiden piyano, Celaleddin Efendi ve 1850'den itibaren Kazasker Tosyalı Mustafa İzzet Efendiden hat, viyolonist Hidayet Beyden keman, Rumeli kazaskeri Acem Ali Mahvî ile sadrazam Safvet Paşadan Farsça, Kazasker Şerif Efendi, Ferid Efendi, Şirin Hafız Efendi, Ömer Hulusi Efendiden Arabça, Muşir Namık Paşa ve Mösyö Gardetden Fransızca, Gümüşhaneli Gerdankıran Ömer Hulusi Efendiden Türkçe, Osmanlı Edebiyatı ve ulum-i islamiyye ve bilhassa hadis (Buhari), maarif nazırı vezir Mehmed Tahir Münif Paşadan 1876da ekonomik politik, Vak'a-nüvis Kazasker Lutfi Efendiden Osmanlı Tarihi, lalaları Mehmed Sadık Ağa ve onun 1857de ölümünden sonra Mabeynci Osman Beyden spor, süvarilik, sadrazam İbrahim Edhem Paşadan Fransız edebiyatı, şeyhi Trablusgarplı Mehmed Zafir Efendiden Şazeli tarikatı adabı, bu zatın ölümünden sonraki şeyhi Abdullah Efendiden Kadiri tarikatı adabı, 1879dan itibaren şeyhi olan Rumeli kazaskeri Halebli (Han Seyhun) Sayyadzade Ebûl-Hüda Efendiden tasavvuf, hünkar yaveri çeşitli subaylardan askerlik. Bütün bu dersleri görmesine ve imtihan vermesine, vezir Ahmed Kemal Paşa 1808-1807 nezaret etti ki 6 defa Maârif ve 2 defa Evkaf nazırı olmuştur."
Sayfa 20 - ÖtükenKitabı okudu
Ahmed Râsim
Sen değil, nâ'şın hükümdâr-olsa elyakdır bize Dönsün-etsin taht-ı Osmânî'ye tâbûtun cülûs
Sayfa 184
Bu Şuuru Yeniden Kazanmamız Gerekiyor...
Dünyanın bir çok ülkesinde kıtlık (Fr. disette) ve açlık (Fr. famine) hüküm sürdüğü, İrlanda ve Hindistan'da besinsizlikten milyonların öldüğü bu dönemde Osmanlı Devleti'nde böyle problemler yoktu. Aç ve açıkta insan yoktu. Sosyal dayanışma, İslam dininin bu husustaki sıkı disiplini sayesinde kudretliydi, İslami bir hayat tarzı yaşanıyordu. Bir mahallede, köyde, bekar kız ve erkek bırakılmaz, evlendirilir, işsize iş bulunur, gençlerin aylak gezmesine izin verilmezdi. Nüfus fazla olmadığı ve kadın çalışmadığı için, işsizlik problemi asgaride idi. Mahallenin, köyün zengini, eşrafı, yoksulların tabii hamisi idi.
Sayfa 96
Reklam
93 Harbi, Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri oldu. Yıkılışı haber veren gerçek bir öncü mâhiyetindeydi. Bu yıkılış Balkan Savaşı (1912-1913) ile başladı ve I. Cihan Savaşı (1914-1918) ile tamamlandı. Karlofça'dan beri Türkler'in imzaladıkları en zararlı ve toprak kaybı bakımından çok mühim olan Ayastefanos ve Berlin Muâhedeleri, aşağıda görülecektir.
II. Abdülhamid, XIX. asır sonları ile XX. asır başlarında, dünyanın üzerinde en çok konuşulan birkaç şahsiyetinden biri olmuştur
Rusya'nın emeli, kuklası bir Ermenistan prensliği ile Basra ve İskenderun körfezlerine yaklaşmaktı. İngiltere ise kendi kuklası bir Ermenistan prensliği istiyordu ki, Rusya'yı bu körfezlerden uzakta tutsun. Fransa ise Haçlı seferlerinin çürümüş hâtıralarına çok bağlı idi, Fransa nüfuzunda bir Ermenistan istiyordu. Ermeniler'e her taraftan para ve bilhassa Rusya'dan bol silâh sağlandı. İsviçre, Belçika gibi liberal Batı devletlerinde üslenen Ermeni komitacıları, bu politikanın planlamasını yapıyorlardı. Ermeniler, Kürtçe konuşan Müslüman köylerini basarak, bulabildiklerini, kadın ve çocuklar asla ayırmaksızın katliam ettiler. Çok defa çengele asmak, hâmile kadınların karınlarını deşip bebeklerini süngüyle çıkartmak, erkeklerin organlarını kesip ağızlarına koymak gibi yıldırma metodlarını uyguluyorlardı. Öldürmeden önce Kürt kız ve kadınlarının mutlaka ırzına geçiliyordu. Ve üç beş yaşındaki kız ve erkek çocuklar buna dâhildi. Câmileri, tekkeleri, medrese ve mektepleri Müslümanlarla doldurup ateşe veriyorlardı.
Nisan 1877'de Rusya'nın İstanbul maslahatgüzarı, Avrupa'da bulunan meşhur panslavist General İgnatiyefin yardımcısı Nelidof hâriciye nâzırı Safvet Paşa'ya, Çar'ın harb ilânı notasını verdi. Aynı gün, Petersburg'daki maslahatgüzarımız Tevfik Bey'e (son Osmanlı sadrazamı Tevfik Paşa), pasaportları tevdi edildi. "93 Harbi" denen 1877-78 Türk-Rus savaşı başlamıştı. Bu savaş, 1870-71 Alman Fransız savaşı ile 1904-5 Japon-Rus savaşı arasında geçen dünyanın en büyük harbidir.
Reklam
Yahya Kemal
Ey şehryâr-ı â'tıfet-âsâr-ı muhterem Ey tâc-dâr-ı mâ'delet-efkâr-ı zü'l-kerem Şensin, o pâdişâh-ı dil-âgâh-ı pür-himem Kim vasf-ı hazretinde senin her ne söylesem Ahrâdır ey hâlife-i pür-lûtf-u mâ'delet
Sayfa 184
İstibdat Dönemi
Sultan Hamid, İmparatorluğun bütün müesseselerini ve bütün meselelerini şahsi idaresine bağlamıştı. Tam bir otokrattı. Basına konan sansür ve hürriyetleri sınırlayan nizamlar gittikçe sıklaşıyordu. Bizzat padişah bile kendi kurduğu rejimin esiri olmuş, istibdadın ağırlaşması karşısında sessiz kalmıştı…
2. Abdülhamit
Osmanlı ülkeleri, geri kalmış ülkelerdi. Sultan Abdülhamîd, bu geri kalmışlığa fazlaca tökezlemiştir. Şahsı için yapılan tenkitlerin çoğu, dikkatle okunursa, gerçekte pâdişâhın kusurunu değil, ülkenin geri kalmışlığından mütevellid huzursuzlukları yansıttığı görülür.
Kıbrıs’ın İngiltere’ye bırakılması
4 Haziran 1878’de Kıbrıs, hukuken padişaha ve Türkiye’ye ait olmakla birlikte, Babiali, adanın idaresini İngiltere’ye bırakıyordu.
123 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.