Uygarlığın başından itibaren, ister Sümer zigguratları isterse Mısır piramitleri formunda olsun mimarlık insan hayallerini, umutlarını ve korkularını üç boyutlu olarak temsil etmenin aracıdır.
Loos, "Benim mimarlığım planlardan değil mekanlardan oluşur... Benim için ne zemin katı ne de birinci kat vardır... Katlar birbirinin içine geçer ve mekanlar birbiriyle ilişkide olur." demiştir.