6-7 Eylül 1955 Olayları Sözleri ve Alıntıları
6-7 Eylül 1955 Olayları sözleri ve alıntılarını, 6-7 Eylül 1955 Olayları kitap alıntılarını, 6-7 Eylül 1955 Olayları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O gün içimde kırılan şey, bu yaşıma kadar onarılamadı.
Galeyana gelen çapulcular durdulmaz bir kinle içeri girmek istiyorlardı. Onları azdırıp saldırtan karanlık eller birer gölge gibi sinsi belli belirsiz, görünmez olmuştu.
Okuma yazma bilmeyen Yozgatlı yağmacı
Bir kargaşa olmuştu ki herkes ne çarptıysa kaldırdı. Düşün O zaman da tramvaylar üç kuruş. Yozgatlı bir köylü vatman'a bilet parası vermek için elini cebine atıyor. Bir tane binlik çıkarıyor. Vatman, "bozamam" diyor. Adam tekrar elini atıyor cebine bir binlik daha çıkarıyor. Köylü adam bilmiyor ki parayı. Bir kere daha, bir kere daha, bitmiyor. Vatman polis çağırdı. Adamın üzerinden 40 tane binlik çıktı. Aslında olacak iş değildi.
Sayfa 358 - Mikdat Remzi'nin hatıratıKitabı okudu
Namusunu Kezzap ile korumayı düşünen Ermeni
Annem apartmanın üçüncü katındaki evimizde dörtlü gaz ocağını açmış, üzerlerine büyük tencerelerimizi koymuş su kaynatıyordu. Apartmanın Bodrum katındaki çamaşırhanenin mermer havuzunu temizlemede kullandığımız kezzap şişelerini yukarı çıkarmış, merdiven başına dizmişti.
"Bunlar ne anne?" dedim.
"Oğlum, evde kız var. Ablan var! bak askerler öglenden beri mezarlık duvarının dibinde silah elde bekliyor. Vuranlara, kıranlara hiç karışmıyor. Belli olmaz, çapulcular buraya da gelebilir. Namusumuzu, malımızı, canımızı korumak için silahımız yok. Kaynar sulara kezzap şişelerine kaldı işimiz!" dedi..
Sayfa 83 - Ohannes Garavaryan'ın HatıratıKitabı okudu
Kendi gavurun başkasının Müslümanından iyidir
Bir müslüman kapıcı bütün dairelerinde Rumların oturduğu apartmanın kapısına çöpleri yığmış, orada kimsenin oturmadığı izlenimini vermek istemişti. Başarılı oldu bu kapıcı, ancak ortalık sakinleştiğinde, bitişik apartmanda talan edilmiş bir daireye girerek zarar görmemiş bir iki halı ve işine yarayacak başka eşyayı aldı.
Sayfa 377 - Şemsa Yeğin'in anısıKitabı okudu
Rumları mezardan çıkarıp kemiklerini un ufak etmişler
Kıyımdan yaklaşık bir ay sonra bir pazar sabahı babam beni Panagia Vlaherna Rum Ortodoks kilisesini götürdü ( Fatih Ayvansaray'da kilise). Kilisenin bahçesinde bir süre patrik mezarlarını, parçalanmış mezar taşlarını ve toprağın üzerinde bisküvileri andırır şekilde dağılmış kar beyazlığında kemikleri gördüm. Sadece 6 yaşındaydım. Elimi tutan babam kulağıma yavaşça ve çok açık bir şekilde şu sözleri fısıldadı: "Şu anda görmekte olduğunu hayatın boyunca hatırlamanı istiyorum."
Sayfa 305 - Alkis Karasavas'ın anısıKitabı okudu
6-7 eylül'den kısa bir süre sonunda Emniyet, ellerindeki solcu listesinde yer alanları teker teker içeri attırdı. Çok iyi anımsıyorum, bu icraat başlayınca Aziz Nesin gönüllü olarak emniyete gitti ve "Beni nasıl olsa içeri alacaksınız yorulmayın diye ben kendiliğimden geldim" diyerek teslim oldu.
Sayfa 299Kitabı okudu
Hükümetlerin yarattığı düşmanlıkla insanların dostluğu çatışıyor.
Rebul Eczanesi
İstiklal caddesi'nde rebul eczanesi'nin yanından geçtik. İri yarı bir adam kapıda durmuş, ellerini kollarını sallayarak elleri sopalı üç adama bağırıp çağırıyordu. "Neden beni mahvetmeye çalışıyorsunuz? Neden burada da her şeyi kırıp dökmek istiyorsunuz? burası bir Türk dükkanıdır." aşağı doğru sarkık bıyığı olan bir adam "kes sesini pis gavur! dükkanın adı neden Rebul öyleyse? bu ad Türkçe bir ad değil. çekil yolumuzdan" diye bağırdı. Ne var ki Rebul, adamları, dükkanın adının Arapça kökenli olduğunu Kur'an üzerine yemin ederek ikna etmeyi başarabildi ve adamlar istemeyi istemeyede olsa geri çekildiler.
Sayfa 36Kitabı okudu
Gayrimüslim mallarını yağma edenler
Azınlıkların dışında hiç kimsenin evi veya dükkanı zarar görmemişti. Sanki bir gizli el azınlıklara ait ev ve iş yerlerine işaret koymuştu. Esrarengiz organizasyonun Anadolu'dan getirerek İstanbul'u yağmalattığı yüzlerce kişi de fena yandı. Çoğunlukla Haydarpaşa garı'nda onları sıkıyönetim tutukladı. Garda öyle manzaralar görüldü ki; saçı sakalı birbirine karışmış adamların üstünde Burberry's pardösü, kafasında Borsalino şapka vardı. Memleketine gitmek üzere trene binerken yakalanıyorlardı. Ellerinde lüks bavullar ve bavullarla çelişkili çuvalların içinde yağmalanmış eşyalar çıkıyordu. İstanbul'da çok kişinin evine baskınlar yapıldı. Bahçede gömülmüş değerli yağma malları bulundu. Hepsi uzun süre Selimiye kışlasında hapis yattılar. Ele geçmeyen bazıları da yağma malları sayesinde zengin oldu.
Sayfa 56Kitabı okudu
Yediği kaba ihanet eden zabıta
Moda'da meyhane vardı Derikli Usta'nın, demir kepenkli, orada her akşam veresiye içen bir belediye zabıta memuru vardı, kepenge ilk baltayı o vurdu
Sayfa 151Kitabı okudu
Korkudan çocuğunu düşürüp kısır kalan Rum
Mülklerinin ve mallarının yakılıp yıkılması, talan edilmesi yetmezmiş gibi Rum kadınlarına ve kızlarına tecavüz edilmiş; kanamalı küçük Rum kızları cemaat hastanelerinde tedavi edilmişti. Yıllar sonra, O zamanlar Osmanlı Bankası Şişli şubesi kambiyo müdüresi olan sarışın, yeşil gözlü bir geç hanımla, Vartuhi Ersan'la oradan buradan konuşurken 6-7 Eylül olaylarından söz açıldı. Olaylar sırasında kumkapı'da oturan yakını bir genç kadının korkudan çocuğunu düşürdüğünü ve bir daha da çocuk yapamadığını söyledi.
Sayfa 217 - Mühendis Altay gündüz'ün anısıKitabı okudu
Tarih, her memlekette az çok aynı şeyleri yazıyor. Bizimkinde şunun sonunu da bir görsek!...
6 Eylül 1955'i yaşamayanlar asla gözlerinde bu olayı canlandırımaz. Ne kadar korkunç olduğu anlaşılamaz.6-7 Eylül olayları film değildi. İstanbul yakılıp yıkılıyordu.
İznim bitmeden önce, boğazın Avrupa yakasında bulunan yeniköy'deki yazlık evimize uğradım. Böylesine güzel bir yeri bile bir afet bölgesine dönüştürmeyi başarmışlardı. Kiliseyi ateşe vermişlerdi, 75 yaşındaki Rum cemaatinin papazını zorla dışarı çıkarmışlar, çırılçıplak soyup bir arabanın arkasına bağlamışlar ve sokaklarda sürüklemişlerdi.
Sayfa 395 - Agop J. Hacikyan'ın anısıKitabı okudu