Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

6 Asırlık Devlet 6 Yılda Nasıl Yıkıldı?

Ebubekir Sofuoğlu

En Yeni 6 Asırlık Devlet 6 Yılda Nasıl Yıkıldı? Sözleri ve Alıntıları

En Yeni 6 Asırlık Devlet 6 Yılda Nasıl Yıkıldı? sözleri ve alıntılarını, en yeni 6 Asırlık Devlet 6 Yılda Nasıl Yıkıldı? kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bu bana bir yerden tanıdık geliyor :)
Zararlı sonuçlar doğurabilecek aynı idareyi getirmeye çalışmak yanlıştı. Üstelik bu idareyi getirmek için yapılan ısrar ve inatlardan da öte, devletin ve toplumun zararına, üstelik terörize gruplarla işbirliği yapmak çok ciddi bir hataydı.
Aşağılık kompleksi içinde Batı hayranlığıyla sarhoş olmuş, son derece sınırlı bilgi ve düşünce yetenekleri içerisinde dünyadaki gelişmeleri anlama avantajlarını yakalayamamışlardı.
Reklam
Kafası kesilmek suretiyle bir cinayete kurban giden bir şahsın ölümü ile ilgili şu değerlendirmelerin yapıldığını farz edelim. İnsanlar ölünün başına toplanmışlar ve ölünün zayıf, çelimsiz hâline bakıp, "Yetersiz beslenmeden dolayı ölmüş" ya da kıyafetlerine bakıp, "İnce giyinmiş, üşütmüş, hasta olmuş ve öyle ölmüş" şeklinde gerekçeler söylediklerini düşünelim. Bunlar ne kadar yanlış gerekçelerdir değil mi? Çünkü önlerinde cansız yatan şahsın, ölüm gerekçesi çok açık, net ve gözlerinin önünde duruyor. Şahsın ölüm gerekçesi, kafasının kesilmesidir ki; kesik başlı ceset, yukarıdaki gerekçeleri sıralayan insanların da önündedir. Bu şartlarda da insanlar, asıl ölüm gerekçesini söylemiyorlar da yetersiz beslenme, üşütme gibi kişinin ölümüne başının kesilmesi kadar yakın etki yapmayacak ikincil veya üçüncül sebeplerden bahsediyorlar. Yetersiz beslenme ve üşütme de belki uzun vadede bir ölüm sebebi olabilir. Ama yerde yatan şahsın ölüm sebebi belli: Kafası vücudundan ayrılmış. İşte bu durumda ve bu örnekte olduğu gibi, "Kafası kesilerek öldürülmüş" denilecek yerde, "Yetersiz beslenme, üşütme" gibi sebepler, ölüm sebebi olarak sıralanırsa, doğal olarak şahsın, asıl ölüm sebebi gizlenmiş olur. Osmanlı Devleti'nin asıl yıkılış sebepleri de bu örnekte açıklanmaya çalışıldığı gibi ya gizlenmekte ya da ciddi vurgu eksikliği yapılarak gözlerden kaçırılmaktadır.
Yalan tarih
Hayır, tarih bize anlatıldığı gibi değil. Yıllardır söylenen iddiaları tarihin kendisi yalanlamaktadır.
Sayfa 185 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
Bu toprakları biz iki yüz yıl içinde kaybetmedik. Sadece Ortadoğu, Basra, Kızıldeniz, Ege kıyıları, adaları ve topraklarını tamı tamına dört yıl içinde kaybettik. Bize anlatılan Osmanlı Devleti son iki yüz yıl içinde yıkıldı yalanının ne kadar mesnetsiz olduğunu, topraklarımızın birer birer bizden kopmasıyla gördük. Ancak yalan tarih yazanlar bu kısa sürede kayıplarımızı gözümüzden kaçırarak, bizi son iki yüz yılda yıkılmış gibi göstermeye çalıştılar.
Sayfa 182 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
Bir idarecinin avanaklığı sebebiyle yaşanan felaketler !
sadece Enver Paşa'nın tek başına verdiği kararla girdiğimiz I. Dünya Savaşı sonunda, dört yıl içinde kötü ve hatalı kararlar sebebiyle sadece Anadolu'ya sıkışan, Anadolu'yu güç bela koruyabilen küçük bir devlet haline getirildik. Turan hayalleri güde güde -Anadolu- hariç dünyanın en zengin petrol yatakları olan toprakların tamamı elimizden çıktı. Sadece Enver Paşa'nın durdurulamaması sebebiyle Turan hayalleriyle milyonlarca kilometrekare vatan toprağımızı ve milyonlarca vatan ev- ladımızı kaybettik. Halbuki Enver Paşa'yı durdurabilseydik bu vatan topraklarımız elimizde kalacak, milyonlarca vatan evladımız Sarıkamışlarda, Necid çöllerinde, Galiçyalarda, Süveyş Kanalı'nda, Irak'ta Basra'da, Çanakkale'de feda edilmeyecekti. Bunlar gelecekte, dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip Mezopotamya topraklarının muhafazası için en güçlü desteğimiz olacaktı. Ama ne çare hepsi elimizden gitmişti.
Sayfa 182 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir hayal uğruna kaybedilen vatan toprakları
Fakat görüldüğü gibi, başladığı ve üç aydır dışında olduğumuz, neredeyse tüm devlet adamlarının itirazına rağmen koşar gibi girdiğimiz bu savaştan petrol zengini ve Kudüs'üyle Mekke-Medine'siyle kutsal yerlerin de bulunduğu tüm Ortadoğu topraklarımızdan kovularak çıkmak zorunda kaldık. Turana ulaşacağız şeklinde yalanına kapılarak, Basra Körfezi'nden, Hürmüz Boğazı'na, Kızıldeniz'den, Yemen'e, Ege Denizi'ne uzanan topraklarımızdan yüzbinlerce şehit vererek sürüldük. Bu şekilde, Dünya'nın en yoğun, enerji zengini milyonlarca kilometrekare toprağımız dört yıl içinde ellerimizin içinden kayıp gitti.
Sayfa 181 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
Ruslara karşı büyük ümitler beslenen Kafkas Cephesi'ndeki 3. Ordu, birçok vatan evladı askerlerin günlük bir avuç fındıkla yetinmeye çalıştıkları, özellikle yerlerin karla kaplı olmadığı müsait mevsimlerde bu kahramanlara, hayvanlar gibi dağlara sevk edilip yiyecek ot aratarak beslenmeleri çarelerine başvurulacak derecede eksiklikler içindeydi. Rus ordusundan vatan topraklarını güya geri almak için ordunun, düşman ateşinden ziyade açlıktan birçok as- kerlerini ve hayvanlarını kaybederek 'Bitlis-Muş' bölgesinde eridiği harp çığırtkanlarının malumu değildi.
Sayfa 160 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
İttihatçıların 6 yılda kaybettiği vatan topraklarımız !
1908 yılında: Bulgaristan, Doğu Rumeli, Kıbrıs, Bosna,Girit 1911 yılında: Trablusgarp 1912 yılında: Tüm Balkanlar ve Ege adaları İttihatçıların marifetiyle elimizden çıkmıştı.
Sayfa 150 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
Görüldüğü gibi devlet yönetmek, İttihatçıların yaptığı gibi sadece darbe yapmakla olmuyordu. Darbe yapıp yönetimine geldiği devleti layık olduğu gibi idare edebilecek yetenek ve tecrübe de gerekiyordu. Ki bunların hiçbir tanesi İttihatçılarda yoktu. Devlete bu kadar savaş kaybettirmiş, hezimetler yaşatmış İttihatçıların bu felaketler umurlarında bile olmuyor, bu felaketler üzerine bile uyumaya, kahvelerde kâğıt oynamaya devam edebiliyorlardı. İttihatçıların elinde askerlik, meslek olmaktan çıkmış, geçinme kapısı hâline gelmişti.
Sayfa 148 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
151 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.