Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abşalom, Abşalom!

William Faulkner

Abşalom, Abşalom! Gönderileri

Abşalom, Abşalom! kitaplarını, Abşalom, Abşalom! sözleri ve alıntılarını, Abşalom, Abşalom! yazarlarını, Abşalom, Abşalom! yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kurtarılan "O Bir Tane"
'Fahişe değiller. Fahişe olmamalarının nedeni biziz, biz bin erkek. Biz-bin beyaz erkek- onları biz yaptık, yarattık ve ürettik; belli türden bir kanın sekizde birinin başka türden bir kanın sekizde yedisine üstün geldiğini ilan eden yasaları bile biz yaptık. Bunu kabul ediyorum. Ama aynı beyaz ırk onları köle, işçi, ahçı, hatta ırgat bile yapabilirdi, bu bin kişi, senin belki de ilkesiz ve şerefsiz diyeceğin benim gibi bu üç beş erkek olmasaydı tabii. Hepsini kurtaramayız, belki bunu istemiyoruz da; belki kurtardığımız o bin kadın binde bir bile değil. Ama o bir taneyi kurtarıyoruz. Tanrı bütün serçeleri görebilir, ama biz Tanrı olmaya kalkışmıyoruz...'
Sayfa 91 - Charles BonKitabı okuyor
Çok başarılı olmuştu; şanslı, aynı zamanda güçlü olduğu için kazandığı başarı ona küçümseme ve güvensizlik olarak geri dönmüştü, yalnızlığı da bundandı.
Sayfa 82 - Thomas SutpenKitabı okuyor
Reklam
... fiziksel bir bedelin çok üzerinde bir zihinsel bedel ödeyerek, onunla tek başına, yardımsız savaşmış ve sadece körlemesine içgüdüsel bir dayanma, hayatta kalma arzusuyla değil, kazanma ve en başta uğruna böyle bir fedakarlığı kabul ettiği o maddi ödülün keyfine varma arzusuyla direnmişti.
Sayfa 29 - Thomas SutpenKitabı okuyor
296 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Kitap 1807'den 1909'a uzanan ve başkalarının hayatlarını da tıpkı kendi hayatı gibi olumsuz yönde etkileyen Thomas Sutpen'in yaşamını konu ediniyor. Batı Virginia dağlarında dünyaya gelen kahramanımız, zencileri köleleştiren zengin beyazlar içinde; fakir, beyaz bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, daha küçük bir çocukken kendisini
Abşalom, Abşalom!
Abşalom, Abşalom!William Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 2021218 okunma
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
20. yüzyıl Amerikan Edebiyatı'nın en ünlü roman yazarlarından biri olan William Faulkner, Kutsal Kitabı kendine rehber edindiği ve 1936'da yayımladığı eseri Abşalom Abşalom'da, Kral Davud ile oğlu Abşalom'un hikâyesine atıfta bulunarak Kitabı Mukaddes'ten Güney'in efsanesine, oradan da modern dünyanın karmaşasına
Abşalom, Abşalom!
Abşalom, Abşalom!William Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 2021218 okunma
Ah o yirmililer...
"Ben yirmi yaşında, ölüp gitmiş pek çok kişiden daha yaşlıyım," "Pek çok kişi de yirmisini göremeden ölüp gitti,"
Sayfa 286 - YKY 6. Baskı Mart 2023Kitabı okudu
Reklam
...iç organların nasıl bir metabolizması varsa ruhun da vardır, uzun zamanda oluşmuş birikimler onun içinde yanar,...
Sayfa 129 - YKY 6. Baskı Mart 2023Kitabı okudu
Evet, keder biter, silinir; biliyoruz - ama bir de göz pınarlarına sor ağlamayı unutmuşlar mı?
Belki insanın gelişimi tek türlü değildir, yarına ya da ertesi seneye sadece vücudu gelişmez, eylemlerinin de geleceğe yönelik geri dönüşsüz bir gelişimi vardır, zayıf hislerinin ve zekasının öngöremediği, on yirmi ya da otuz yıl sonra bir ölüm kalım meselesine dönüşecek bazı eylemlerin temellerini de önceden atar.
Ne malum. Gördüğün şeyin baktığın şey olduğu, gördüğüne inandığın şey olduğu ne malum.
Reklam
Dünyaya geliyorsun, bir şeyler için didinip duruyorsun ve neden sadece kendin didindiğini bilmiyorsun ve aynı zamanda pek çok insanla birlikte dünyaya gelmiş oluyorsun, onlarla karışmış oluyorsun, sanki kollarına bacaklarına ipler bağlanmış da onları hareket ettirmeye çalışıyormuşsun, mecburmuşsun gibi, ama aynı ipler bütün diğerlerinin de kollarına bacaklarına bağlanmış ve hepsi didiniyor ve onlar da nedenini bilmiyor, sadece iplerin herkese engel olduğunu biliyorlar, aynı tezgâhta halı dokumaya çalışan beş altı kişi gibi, tek farkı herkesin kendi desenini işlemeye çalışması; ve bunun hiçbir önemi yok, biliyorsun, yoksa tezgâhı kuranlar daha iyi bir düzenleme yaparlardı, yine de bir önemi olmak zorunda, çünkü didinmeyi sürdürüyorsun ya da didinmeyi sürdürmeye mecbursun, sonra birdenbire her şey sona eriyor ve geriye tek bıraktığın üzerine bir şeyler çiziktirilmiş bir taş parçası, tabii mermere yazı yazdırmayı, onu dikmeyi hatırlayacak ya da buna zaman bulacak birisi varsa, sonra bu taşın üzerine yağmur yağıyor, güneş yakıyor, bir süre sonra ismi ve yazıların ne anlatmaya çalıştığını bile hatırlamıyorlar ve hiç önemi kalmıyor.
Evet, keder biter, silinir; biliyoruz- ama bir de göz pınarlarına sor ağlamayı unutmuşlar mı?
Tek sorunu masumiyetti. Birden bire ne yapmak istediğini değil, ne yapması gerektiğini keşfedivermişti, istese de istemese de bunu yapmak zorundaydı, çünkü yapmazsa hayatının geri kalanında kendisine tahammül edemezdi...
Belki birilerini sevebilmek için onları haddinden fazla tanıman gerekiyordur, ama birinden kırk üç yıl boyunca nefret etmişsen onu da haddinden fazla tanırsın madem öyle belki öylesi daha iyidir, belki daha hoştur, çünkü kırk üç seneden sonra artık seni şaşırtmaz, çok memnun edemez, ya da çileden çıkaramazlar...
...aşırı doymuşluğun: bitirilmiş işlerin, dibe vurmuş doygunlukların, tüketilmiş hatta unutulmuş zevklerin bıkkınlığı vardı üzerinde.
Sayfa 79
599 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.