Açgözlü Turna Balığı
Angel KaraliyçevAçgözlü Turna Balığı Gönderileri
Açgözlü Turna Balığı kitaplarını, Açgözlü Turna Balığı sözleri ve alıntılarını, Açgözlü Turna Balığı yazarlarını, Açgözlü Turna Balığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir zamanlar tahta kanatları gıcır gıcır
dönen yel değirmeninin bulunduğu yere kurulmuş
yepyeni bir değirmenin taşlarını döndürdü.
"Unutma oğlum, yalnızca özgür olanlar
şarkı söyleyebilir".
"Seni haydut seni, bostanımı yok ettin. Ama ben de seni cezasız bırakmayacağım."
Bu olanları seyretmekte olan tavşan hemen bir kelek koparıp fındık ormanına kaçtı.
Böyle söyleyerek aynayı Ivanço'ya tuttu tilki. Ivanço kendini aynada görünce tüyleri diken diken oldu. Zavallıcık, görüntüsünden kendisi bile korkmuştu.
Tilki öfkelendi,"Sen gerçekten de çok çirkin bir korkuluksun." dedi.
"Bak ıvanço, ya tavşana bir kelek verirsin ya da şu üstünde durduğun tek bacağını keserim."
Bir tilki, "Kim ağlattı bu tarlayı böyle?" diye sordu. Hendeğin kıyısına dayadığı kırık bir aynanın önünde diz çökmüş, böğürtlenle dudaklarını boyuyordu.
Armut ağacı da onunla birlikte ağlıyordu. Yaprakları sırılsıklam olmuştu.
Korkuluk, "Dur!" diye bağırdı.
Tavşancık olduğu yerde dondu kaldı.
"Nereye böyle?"
"Bir kelek arıyorum."
"Anneme götüreceğim. Hasta, şu fındık ormanında yatıyor.
Bostan korkuluğu
Biraz ilerdeki fındık ormanında parlak tüylü küçük bir tavşan çıktı. Korkuluğu görünce ödü patladı.
"Bu da bir şey mi, büyüyünce balina yakalayacağım!" dedi Nune.
"Nedir acaba? Yenecek bir şey mi? Canlıysa yerim. Ama canlıdır, ölü olsa böyle sesler çıkarır mı!" diye düşündü.
Bu parlak şey aynı zamanda "tik tak" diye sesler çıkarıyordu.