Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Açıkoturumlar Çağı

Erendiz Atasü

Açıkoturumlar Çağı Gönderileri

Açıkoturumlar Çağı kitaplarını, Açıkoturumlar Çağı sözleri ve alıntılarını, Açıkoturumlar Çağı yazarlarını, Açıkoturumlar Çağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
344 syf.
·
Puan vermedi
Yirminci yüzyılın son demleri Türkiye'de karanlık günlerin yaşandığı yıllardır. Doksanlı yılları görmüş olanlar, uzaktan izlemiş olanlar bilirler bir anda insanların yok olabildiğini. Hele ki yaşayanlar, ülkenin belli bir bölgesinde nefes alanlar ya da diğer bölgelerde, bu belli bölgenin kimliğiyle yaşayanlar faili meçhul cinayetleri, beyaz, kapısı hafif aralık torosları acıyla tanırlar. Devlet, güvenlik sebebiyle yetkilendirdiği kolluk güçlerini yetkilendirmekle kalmamış, onları serbest de bırakmıştır. Ne derseniz deyin vahşi bir yaratık salınmıştır sokaklara. Çünkü gözüne kestirdiği her vatandaşı alıp kayıplara karışabilidi bu kişiler. Biraz da insan hakları gibi bu ülkede öcü görülmüş gibi karşılanan kavramlara yatkınsanız, kimliğinizin coğrafi konumunu belli eden harflerin bir önemi yoktur. Siz artık bir hainsiniz. Doksanlı yılların Türkiye'sinde bu karmaşanın içerisinde sadece hakların korunması için mücadele edenlerin öyküsü değil Açıkoturumlar Çağı, ayrıca aşkların, yasak aşkların, bilimin önünü kesmelerin, insan psikolojisinin, geçmişin, geçmişte kalanların da öyküsü. Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına adlı mükemmel romanında hissetmemek elde değil mesela bu kitapta. Hem direnmenin hem vazgeçişin hem de umudun rüzgarı var. Aile içi ilişkiler, muhalefet olma, sesini çıkaranın konumundan edilmesi... konular arttıkça artar. En temel sorumuz da "Neden yaparız bunları?" Kendimize dahi sorabiliyor muyuz bu kitapta sorulanları? Hesap nasıl verilecek, bağnaz zihniyet nasıl giderilecek?
Açıkoturumlar Çağı
Açıkoturumlar ÇağıErendiz Atasü · Epsilon Yayınları · 200611 okunma
İnsan hakları sadece karakolda dayak yememek değildir; inancına, diline, adetlerine, ananelerine sahip çıkmaktır; kısacası etnik kimliğe.
Sayfa 184 - EpsilonKitabı okudu
Reklam
İktisadın devlet denetimi altında olduğu bir sistemde, bireyin özgürlüğünden söz edilemez, dolayısıyla demokrasiden de.
Sayfa 176 - EpsilonKitabı okudu
Kafan basmıyor mu! Gözün de mi görmüyor? İnsanlar ölüyor işte! Sürülüyor, göç ettiriliyor!
Sayfa 157 - EpsilonKitabı okudu
Aşağılık kapitalistler it gibi zekiydiler! Solun savlarını en iyi onlar bilirlerdi, en iyi onlar kullanırlardı. Koşulların insanı belirleyeceğinden adları gibi emindiler.
Sayfa 156 - EpsilonKitabı okudu
'Sevişin ulan,' demişti içinden, 'şu yalan dünyada gerisi boş...'
Sayfa 147 - EpsilonKitabı okudu
Reklam
Bu ilişki böyle gizlide yaşanmalıydı, gözlerden ve sözlerden uzak. Tılsımı buradaydı, bir dokunuşta açılan masal dünyası gibi belirip kaybolmasında.
Sayfa 145 - EpsilonKitabı okudu
Hangi uygarlığı kurcalasan, dibinde gasp, gaddarlık ve ölüm!
Sayfa 103 - EpsilonKitabı okudu
Dine dair en kolay yitirilen şey, inanç. Toplumsal ve bireysel alışkanlıklar sürüyor. Düşünce ve davranış tarzı sürüyor. Bireysel sorumluluk diye bir şey yok. Sorumsuzluk var! Kötü bir şey mi yaptın, şeytana uydun. Başına bir felaket mi geldi? Tanrı öyle istedi, senin ne suçun! Sen başkasına zarar mı verdin, eh, kaderi böyleymiş. Gene senin suçun yok! Tanrı gidiyor, yerine 'partimiz' geliyor, 'partimiz' yıkılıyor, yerine, 'değişen koşullar', '21.yüzyıl', 'küreselleşme' filan geçiyor.
Sayfa 99 - EpsilonKitabı okudu
Bokla kaynaşmadıkça, doğayla bütünleşme lafı güzaftan ibarettir.
Sayfa 98 - EpsilonKitabı okudu
Reklam
Bizim millet sustu mu, düşüneceksin, demek ki kafasında bir şeytanlık kuruyor.
Sayfa 28 - EpsilonKitabı okudu
Görebildiğim tek şey, uzun sürmüş suskunluktan sonra, herkesin kendini sesini keşfetme peşine düştüğü. Konuşuyor, bağırıyor ve birbirlerini pek az dinliyorlardı.
Sayfa 10 - EpsilonKitabı okudu