Hz. Hüseyin'in direnişinin; sadece Yezid'in halifeliğine karşı çıkmanın ötesinde geçmişten geleceğe yönelik kutsal anlamı irdelenmektedir. Bu bağlamda her türlü şartlara rağmen zulme direnmenin ve bireyler bakımından daha da önemlisi zulme meyletmemenin dinî gerekliliği açık bir şekilde ele alınmıştır. İslam toplumlarında hak ve adalete dayalı değil de kuvvete dayalı iktidarların; özellikle kendinden gördükleri ancak muhalif olanlara karşı tavrının diğer inanç gruplarına karşı tavrından daha sert ve biata zorlamaya yönelik olduğu belirtilmekte ve bu tür iktidarların dünya sevgisi veciz bir şekilde ifade edilmiştir: “Bugünün buzağısı, beytülmal ahırında dana olmuş ve tevhit narası atmaktadır.” (s. 56) Eserin son kısmında Şeriati’nin konuyla ilgili konuşmalarına yer verilmiştir. Bu konuşmalarda geçen isimlerin tercümesinde hata yapılmıştır. (Abdülhamit Cude es-Sehhar ve George Jordac, s. 319) Eser akıcı olup tercümesi de belirtilen kayıtlar haricinde son derece iyidir. Eser özellikle birey-iktidar ilişkilerinde nerede olunması gerektiğini arayanlar ve iktidarla özdeşleşme tehlikesiyle karşı karşıya olanlara tavsiye olunur.