Baskılarla kısıtlanmamış "iyi" bir Freudyen, halihazırdaki açgözlü toplumda aç yırtıcı bir hayvandan neredeyse farksızdır, soyut özne ütopyasının dokunaklı bir somut örneğidir.
İnsan mutluluğu siyasal özgürlükle ters orantılıdır, öyle ki kişilik soğuk ve hesapçı olur, bireyler irrasyonel şekilde toplumun taleplerine hınç besler.
Sanat yapıtı kendisini tümüyle gereksinime uydurarak, insanları, kendisinin yerine getirmesi gereken yararlılık ilkesinden özgürleşmek konusunda daha baştan aldatmış olur.
Gerçekçi diye nitelenen sanat artık toplumsal dünyayı tasvir etm eyen, aksine toplumla uyumlu bireylere kaçış imkanları sunan jenerik bir
geleneğe dönüşmüştür.
Öncelikle belirtmek gerekirse kitabın dili çok ağır, anlamak da zor. Bu yüzden okumak baya zaman aldı. Ancak şunu diyebilirim ki; okunmaya değer bir kitap...
Eser Adorno’nun diyalektik felsefesine, umut ilkesine ve otonom sanat, kültür endüstrisi, faşizm, sahicilik jargonu, mimesis üzerine düşüncelerine bütünlüklü bir yaklaşımlarını ele almaktadır. Adorno “Frankfurt Okulu’nun kasvetli diyalektikçisi” yaftasından kurtararak yeni bir bakışla ütopyacı bir düşünür olarak anlatmakta, çokuluslu eğlence şirketlerinin dünyası için uysallaştırmaksızın, hakkındaki yaygın sefil elitist imgesini sorgulamaktadır.
Bu kitap 20. yüzyılda modernist sanatın, siyasal ve estetik açılardan radikal bir çıkış olduğunu savunan Adorno’nun tartışma yaratmış, ünlü bir retorik olmaktan öte çağın huzursuzluğunu dile getiren “Auschwitz’ten sonra şiir yazmak barbarlıktır” sözünü bugün bir kez daha düşünmeye vesile oluyor.
Keyifli okumalar...
AdornoGeoff Boucher · Kolektif Kitap · 20138 okunma