Öne Çıkan Afrodit'in Başkaldırısı Tunc ve Nunquam Gönderileri
Öne Çıkan Afrodit'in Başkaldırısı Tunc ve Nunquam kitaplarını, öne çıkan Afrodit'in Başkaldırısı Tunc ve Nunquam sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Afrodit'in Başkaldırısı Tunc ve Nunquam yazarlarını, öne çıkan Afrodit'in Başkaldırısı Tunc ve Nunquam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşam bir imgedir (Koepgen), her şey onun yansımasıdır. Bütün nesneler yavaş yavaş birbirine dönüşür-ölü adam ölü ağaca, ölü kayaya, üzüme, humusa, esmer kuma, suya, buluta, havaya, ateşe...
Akdeniz büyüsünün genç kurbanlarıydık biz; yaşamın ham cürufunu nasıl eriteceğimizi öğreniyorduk. Evet, sanki kasten “sözlerin o muazzam alacakaranlığını aydınlatacak ama bir türlü ortaya çıkamayan o satın” arar gibi bir o yana bir bu yana yalpa vurarak geliyor ona dair bazı anılar.
Sonuna kadar bitirdim. Çok fazla bir yorum bulamadım internet üzerinde. Çok yoğun bir romandı, kapak arkasındaki olaylar sadece son 50 sayfada gerçekleşiyor. İki ayrı kitabın birleştirilmiş hali. Bir yerden sonra sıkıldım ve hadi artık sadede gel dedim. Sadede geldim eninde sonunda. 1968-1970 yıllarında yazılan bir roman için hayal edilen teknikler aslında günümüzdeki Sophia'ya oldukça benziyor. Ben kütüphaneden denk gelip okudum ama şahsen özel olarak satın almazdım.
Sonra taksinin penceresinden sarkarak derin etkileyici bir sesle, “Claridges’de erkekler tuvaletinin duvarına sizin için bir mesaj bıraktım. Lütfen oraya gidip okuyun,” dedim.
“Beni hep onu sevmemekle suçluyor, uğraşmamakla; ama tam başarmak için var gücünle uğraşırken olmadık bir düşünce takılıyor aklına, donup kalıyorsun: Eğer fırını kapamayı unuttuysam, o güvercinler kömür olacak.”
Afrodit'in Başkaldırısı Tunc ve Nunquam Uzun zaman sonra beni içine çekecek roman buymuş işte. Kütüphanede denk geldim, öylesine aldım. Eski bir kitap. İlk başta anlamakta zorlandım ama pes etmedim ve olaylar akmaya başladı. Daha ilginci ise, bu yazar hint asıllı bir şair, ancak ingiliz edebiyatında yer edinmiş.