Afyon ve Diğer Öyküler kitaplarını, Afyon ve Diğer Öyküler sözleri ve alıntılarını, Afyon ve Diğer Öyküler yazarlarını, Afyon ve Diğer Öyküler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman yoktur. Fakat bizlerin bir bilinç noktamız var. Vücudumuzun yıpranması, beynimizin tükenmesi, hastalıkların bizi öldürmesi; bu, zamanın olması bilincidir. Oysa söylediğim gibi, zaman yoktur.
Gerçekten ilginç bir öykü seçkisi olmuştu. Normalde bu tarz seçkilerde tema hemen hemen aynı olurken bu seçkide ise birbirinden farklı bir sürü öykü vardı. Sanki Alman ve Rus öykülerinin karışımı gibiydi.
Dikkatimi çeken bir nokta da öykülerdeki ana karakterlerin pek ortak noktalarının olmamasıydı. Kimi son derece umursamazken kimi de fazla duygusaldı. Ya da bazı karakterler deliliğin sınırlarında gezinirken bazıları da son derece realist bir tablo çiziyordu. Yazarın biyografisini okuduğunuzda hepsinde kendisinden bir parça olduğunu görebilirsiniz tabii. Böyle dengesiz bir yazardan bu denli çeşitli karakterlerin çıkması şaşırtıcı değil belki de. Ama öykülerden yazarın hayal alemine biraz daha yatkın olduğunu da görebilirsiniz. Ki zaten o tarzda yazdığı öyküler de daha bir keyifliydi. Realist bakış açısıyla yazdığı öykülerde ise buz gibi gerçekler suratınıza çarptığından sarsıcı da olsa pek tatmin edici değildi bana göre.
Ama genel olarak kitap hoşuma gitti. Sonuçta Macar edebiyatının pek yaygın olmadığını düşünürsek bu değerli bir kitap.
Yazar bu öyküleri yazarken umarım kendi hayatından esinlenmemiştir. Çok kara, kasvetli ve boğucu öyküleri vardı çoğu zaman. Psikolojinizin bozulmasını istiyorsanız okuyabilirsiniz.
Aydınlık her sabah acımasız tekrarlarla gelir alır bedelini. Yürek bitkince çarpar, kirpikler anca dayanır güneş ışınlarının ağırlığına ve deri rüzgardan tiksinti duyar.
Yazarın hayat hikâyesini okumamanızı tavsiye ederim. Hayattan soğutur o derecede bir bağımlılık ve korkunçluk. Öykülerini ise okurken şaşırdım. İşlediği konular anlattığı hikayeler o zamana göre farklıydı.
Kitabı hiç araştırmadan satın aldım, okumaya başlamadan önce nedir, ne değildir diye bir iki incelemeye göz attım ve dedim ki 'eh, umarım okuyabilirim.' Vahşet denmiş, kötülük denmiş, hayvana eziyet, cinayet.. Ne ararsan var.
Peki ya günümüzde? Günümüzde de aynı değil mi insanoğlu? Sınırı yok, dur noktası yok. Kötülüğünün gerçekten sınırı yok, acıması yok. En önemlisi vicdanı yok. Yazarın değişik bir kafası var doğru. Evet rahatsız etti ama beni kandırmadığı için öyküleri sevdim ben.
Akşamları mavi kayığa oturduğumda ve batı rüzgarları yüzümü okşadığında, onun sıcak nefesini hissediyordum. Her zaman, bir anlığına bile, gözlerim açık halde bile yüzünü görebiliyordum.
“İnsan neden acı çekiyor? Niye yiyor? Niye seviyor? Niye seviniyor? Hayat için. Birdenbire sonu gelen bir şey, ne kadar komik değil mi? Geçip giden bir şey. Fakat neden geçip gidiyor?”