Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ağabeyler Anlatıyor - 1

Ömer Özcan

Ağabeyler Anlatıyor - 1 Sözleri ve Alıntıları

Ağabeyler Anlatıyor - 1 sözleri ve alıntılarını, Ağabeyler Anlatıyor - 1 kitap alıntılarını, Ağabeyler Anlatıyor - 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“1959 yı­lı­nın bir güz ayın­da Üs­tad Haz­ret­le­ri ab­dest al­dık­tan son­ra: ‘Şu câ­zi­be­dar si­yaset ha­di­se­le­ri bi­raz te­vak­kuf et­se, bir­den be­şer na­za­rı Kur’an’a çev­ri­le­cek’ de­di.”
Mustafa Sungur Ağabeyden Hatıra
bayram yüksel ağabey
Bir gün bir sohbet sırasında, "Kardeşim! Benim de canım, insanlardan uzak bir dağ evine çekilip huzur içinde, ibadet ederek yaşamak istiyor. Peki kabre imansız giren bu milyonlarca insana elimizdeki bu iman hakikatlerini kim duyuracak? Kim vesile olacak onlara? Sıkıntı içinde de olsa insanlarla ya şamaya mecburuz. Hatta Üstad'ımız, zafiyete düşüp hizmetten geri kalırız diye bize nafile oruç bile tutturmaz, bozdururdu" demişti.
Reklam
Hafız Ahmed Karaca
Barla’nın saf ve temiz insanları Bediüzzaman’ı tanıdıkça ona karşı olan hürmet ve muhabbetleri de artar. Üstad’ı ilk zaman evinde misafir eden Muhacir Hafız Ahmed Efendi, bir gün dükkânının önündeki tezgâha okul çocukları için getirdiği şapkaları dizip satmaya başlar. O sırada Üstad camiye gitmek üzere oradan geçmektedir. Şapkaları görünce “Hafız bunlar ne?” diye sorar. Muhacir Hafız Ahmed: “Efendim bunlar, çocuklar için kep” deyiverir. Üstad: “At bunları!” der ve başka bir şey demeden yoluna devam eder. Muhacir Hafız Ahmed bir dakika bile tereddüt etmeden o fakir haliyle tezgâhın ucundan tuttuğu gibi şapkaları dereden aşağıya doğru yuvarlayıverir. Bunu görenler: “Yahu ne yapıyorsun, bunları bari bize satsana!” deyince, sahabe-misal teslimiyetin sahibi o insan şu manidar cevabı verir: “Bana sat demedi, at dedi!” Muhacir Hafız Ahmed, Üstad’a olan bu sadakatinin bereketini hep görür. Evi hiç misafirsiz kalmadığı halde hiç yokluk çekmez. “Kazancım günde otuz kuruşken, üç yüz kuruşluk masrafım olurdu. Nasıl yettiğine akıl erdiremezdim!” der.
Nesil Yayınları 1.baskı
Ali ihsan tola
“Hizmet zamanı yemeyi içmeyi terk edersen, nefsine hizmet ettiremezsin, bu dalalet olur. İhtiyacı olan gıdayı verir de hizmet-i îmaniyede çalıştırırsan, Allah rızası için cihad olur. Ben dahi tashih hizmetlerinin çok olduğu şu günlerde gözlerim yoruluyor. Gözlerimin yorgunluğunu gidermek için kuzu etinden köfte yaptırması için Bayram’ı
Sayfa 54 - Nesil Yayınları 1.baskı
Hasan Ergünal
Sesi çok güzeldi… Kur’anı öyle güzel bir sesle okurdu ki; bir başladı mı, sanki beş altı kişi birden okuyor zannederdim ben. Namazlarını çok feyizli kılardı… Namaza dururken titrerdi adeta… Sanki yerler sarsılırdı... * Sene 1942. Bir gün Yirmi Dokuzuncu Söz’ü yazdım… Hocamın yanına gittim… Yanına oturttu beni… Baktı baktı dedi: “Kardeşim! Ben
Sayfa 118 - Nesil Yayınları 1.baskı
Bahri Çağlar
Bahri Çağlar Bi­ri­si Gel­se, Elin­de­ki Ça­yı­nı ve­ya Ye­me­ği­ni He­men Ve­rir­di.” “Üs­tad, ye­mek yer­ken ve­ya çay içer­ken bi­ri­si gel­se, elin­de­ki ça­yı­nı ve­ya ye­me­ği­ni hemen ona ve­rir­di. Ha­va­la­rın mü­lâ­yim ol­du­ğu za­man­lar­da içe­ri­de otur­maz, dı­şa­rı çı­kar­dı. Bilhas­sa gü­neş ol­du­ğu za­man, zem­he­rir bi­le
Sayfa 59 - Nesil Yayınları 1.baskı
Reklam
Hüsnü Bayram
Hüsnü Bayram Üs­tad’ımız gün­de iki de­fa ye­mek yer, ga­yet az uyur, vak­ti­ni hiç boş ge­çir­mez­di. Lâ­ti­fe­si bi­le der­stir, çok şef­kat­li­dir, in­cit­me­den ede­be ria­yet eder. Sün­ne­te tam uyar, çok iba­det eder, Ri­sa­le-i Nur­la­rı de­vam­lı okur, tash­ih eder. Zi­ya­ret­çi­ler hiz­met­le alâ­ka­lı ise ka­bul eder. Ezan okun­du mu
Sayfa 159 - Nesil Yayınları 1.baskı
Abdurrahman Cerrahoğlu
Evvela sana gelince, mensub olduğun zattan ayrılma. Hatta seni kovsa devam et. Bundan kırk yıl kadar evvel Şeyh Esad Efendi kardeşim bana geldi. "Kardeşim Said, tuttuğun bu yolu tarikatla birlikte devam edersen zamanın imam veya reisi olursun.' dedi. "Cevaben dedim: 'Kardeşim, öyle bir zaman gelecek ki, iman adet kabilinden sallantıda olacak. Biz,-tarikat bir tarafa- hepimiz bugünden tezi yok imanî hüccetlerin gönüllerde yerleşmesi için birleşirsek, o zaman en faydalı, en lüzumlu vazifemizi yerine getirmiş oluruz.' "Bana tarikatın lüzum veya adem-i lüzumunu şu veciz cümlelerle anlattılar: 'Kardeşim, öyle bir mürşid bul ki, hayatında Kur'ân-ı azimüşşan ve Peygamberimiz (asm)'in mübarek sözlerine ittiba edip, gayrı en küçük bir bidat işlememiş olsun. Böyle bir zatı bul da beraber intisab edelim. Ben ehl-i tarika muarız değilim. Benim on üç tariktan iznim var. Fakat bugüne kadar en yakınlarımın hiçbirisine tarikat dersi vermedim. Zamanımız onun zamanı değil...'
Sayfa 23 - Nesil Yayınları 1.baskı
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.