Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Deniz Gezmiş

Ağlasın Gökyüzü - Adanmış Hayatlar 2

Vehbi Bardakçı

Ağlasın Gökyüzü - Adanmış Hayatlar 2 Sözleri ve Alıntıları

Ağlasın Gökyüzü - Adanmış Hayatlar 2 sözleri ve alıntılarını, Ağlasın Gökyüzü - Adanmış Hayatlar 2 kitap alıntılarını, Ağlasın Gökyüzü - Adanmış Hayatlar 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir yandan eşsiz güzellikler olduğunu bilirken , diğer yandan o güzelliklerden mahrum kalacağını bilmek ... Bu gerçekten yaralayıcı bir duyguydu ..
Sayfa 154 - Ozan yayıncılık , 5. basım
Kirli bir el uzanıp tüm renklerini soldurmuştu umudun ..Mutluluğa hasret kalmıştı bu ülkenin yoksul çocukları ... Faşizmin ayakları altındaydı insan onuru...
Sayfa 94 - Ozan yayıncılık , 5. basım
Reklam
Fakat onlar işkence yapabiliyor, coplayabiliyor, kurşunlayabiliyor , idam edebiliyor, masum insanların üzerine bomba yağdıran oluyorlardı. Çünkü onlar faşistti , bu onlar için kolaydı...!
Sayfa 122 - Ozan yayıncılık , 5.basım
Önce insan kendi içinde kendisiyle barışık olacak .Mutlu olacak . Kendisini beğenecek , sevecek . Sonra mutlu bireylerden oluşan mutlu bir toplum çıkacak ortaya.
Sayfa 93 - Ozan yayıncılık
Yüreklerinden kopup karanlığa karışan o beyaz çırpınışı "güvercin" sanmışlardı, ama o uçup giden onların insanlıklarıydı...
Burada ölen yalnızca benim bedenimdir. Bedenim zaten ölümlüydü, bir gün ölecekti. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, ölmeyecek, yaşayacak.
Sayfa 355Kitabı okudu
Reklam
Bir devrimci önce kendi duygularına karşı savaşmasını bilecek.
Sayfa 92 - Ozan yayıncılık , 5. basım
“Baba, Mektup elinize geçtiğinde ben aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara’da 1969’da ölen arkadaşım Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. Oğlun Deniz Gezmiş. Merkez Cezaevi”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararlannda ve Misak-i Milli’de şu vardır: Misak-i Milli sınırları içinde iki kardeş kavim yaşar. Türk ve Kürt kavmi yaşamaktadır. Birinci Büyük Millet Meclisi’nin kararı böyledir. Türkiye’de iki kar­deş kavmin ve unsurun yaşadığını kabul etmektedir.
Yüreğini ve zihnini tamamen bloke eden yüce bir idealin peşinde, bütün varlığını kuşatan güçlü bir ha­yatın çekici ve etkileyici duygularıyla dopdolu olarak, dövüşe dövüşe, vuruşa vuruşa, konuşa konuşa, mi­tinglerde, yürüyüşlerde, polis barikatlarında, üniver­site amfilerinde, kantinlerde, kampüslerde... Hayatın her alanında, hayatın önünü tıkayanlarla savaşarak buraya, iki arkadaşıyla birlikte hak etmediği bir sona gelmişti.
Reklam
Deniz'in iddianameye itirazından
“Biz Türkiye İş Bankası Emek Şubesi’ndeki yüz yirmi dört bin liraya el koyduk, bunu da kendi şahsı­mız için almadık, fakat kendi şahsı ve kardeşleri için otuz milyon lira çalanlar hâlâ ellerini kollarını salla­yarak ortada dolaşmaktadır.”
Kimseye yararı olmayan anlamsız bir ömür, uzun olsa bile ne işe yarardı? Önemli olan, kısa süre­de çok şey yapmak değil miydi?
Sevmeyi bilmeyenler yaşamın güzellikleriyle tanış­mayı da bilmiyorlardı. O güzelliklerle tanışmayanlar, onun uğruna mücadele etmeyi ve ölmeyi de bilmiyor­lardı.
Benim gençliğim sıcak çay özlemleriyle yanıp tutuşan ayazlı kış geceleri, benim gençliğim sigara paketlerine yazılan sevda sözleriydi. Köpüklü sular gibi inerdim denizlere.
Hayat o kadar Zengin ve çeşitliyken, Toprak herkese yetecek kadar bereketli, Evren herkese yetecek kadar genişken , insanların neden birbirine zulmettiğini anlayamıyordu...
125 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.