Nasihat ettiğin zaman açıktan değil gizli olarak, doğrudan değil ima yoluyla nasihatte bulun. Fakat nasihat edilen ima'dan anlamıyor ise, bu durumda açıktan nasihati tercih et. İlla da karşıdaki kabul edecektir diye nasihatte bulunma. Eğer bu sınırları aşarsan, nasihatçi değil, zalimsin; emanetin ve kardeşliğin hakkını yerine getiren değil, mülk ve itaati talep eden birisin demektir. Bu tutum, ne aklın ne de dostluğun onayladığı bir hükümdür. Bu olsa olsa yöneticilerin yönettiklerine ve efendinin kölesine karşı olan bir tavrıdır.
Akıl ve rahatın tamamı, insanların sözlerine özen/ihtimam göstermeyi reddetmek ve Yüce Allah'ın buyruklarına ihtimam göstermekten ibarettir.
Kim insanların karalama ve ayıplamalarından uzak olacağını tahmin ediyor ise, o akılsızdır.
Yüce Allah hayrı işleyip onunla amel etmede muvaffak olanlardan ve nefsinin olgunlaştırılmasıyla ilgilenenlerden kılsın. Yüce Allah bize Hz. Muhammed'in (sav) sünneti üzere can vermeyi nasip etsin. Âmin, ey Âlemlerin Rabbi!
Bütün işleri gözden geçirdiğinde (öyle bir noktaya gelirsin ki) , hepsi gözünden düşer ve tefekkürünün sonunda bütün dünya hallerinin yavaş yavaş yok olduğu ve hakikatin sadece ahiret için çalışmak olduğu sonucuna varırsın.
Sevginin beşinci aşaması ise kara sevdalılıktır [eş-şağaf]. Bu aşamadaki seven kişi, genellikle uyku, yeme ve içmeden kesilir. Hatta bazen bu, hastalığa, vesveseye ya da ölüme götürür. Sevginin son aşaması budur.
Kendini ilimlerin en düşük [edná'l-ulûm] olanlarıyla meşgul eden ve güç yetirdiği halde en üstün ilimleri terk eden kişi, buğdayın bolca ürün verdiği toprağa darı, zeytin ile hurmanın yetiştiği yere de söğüt eken gibidir.