Bir tür kapitalizm, Batı’nın kapitalizmi tanımasından yüzlerce yıl önce ortaya çıkmıştı. Bu, vicdanlı, insancıl ve ahlaki bir kapitalizmdi ve İslam dünyası, bu kapitalizm sayesinde, dünya tarihinin gördüğü en büyük medeniyetlerden birini finanse etmeyi başaracaktı.
Haçlı seferleri sırasında bu kapitalizmin araçlarıyla tanışan ve bunları kendi ülkelerine götüren Batılılar, bunlar vasıtasıyla kendi kapitalizmlerini, “vahşi kapitalizmi” geliştirirken, Müslümanlar giderek ticarete ve serbest piyasaya sırt dönmeye başladılar. Bunun sonucunda İslam toplumları her geçen gün geriledi, Batı ise, kapitalizmin gücünü arkasına alarak, İslam dünyasına egemen olmaya başladı.
Bugün eğer İslam dünyası bir kez daha ayakları üzerinde doğrulacak ise, bunu ancak kendi tarihinde ve kültüründe kökleri bulunan ahlaki bir kapitalizmin ilkelerini modern döneme uyarlayarak başarabilir. Bu hem Müslümanların hem de vahşi Batı kapitalizmine bir alternatif bekleyen tüm insanlığın belki de son ümidi. Ve bu ümidin gerçekleşmesi hususunda anlaşılan asıl yükü Türkiye omuzlayacak. Bu kitap Müslümanlara, unutulan kendi öz modellerine sahip çıkmaları için yapılmış bir çağrıdır...
