Bir Mısra Boyu Maceram sözleri ve alıntılarını, Bir Mısra Boyu Maceram kitap alıntılarını, Bir Mısra Boyu Maceram en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nazım'ın şiirlerinin beni bağlayan bir yapısı vardı. Okumasam olmazdı. "Sesini Kaybeden Şehir" diye bir şiiri vardı. Şöyle diyordu orada:
"Cadde boş,
Bomboş,
Cebim gibi."
Bu şiire aşık olmuştum.
Beni yıllardır sevemeyen Leyla ne çabuk başka birini yine hemen evlenecek kadar seviyordu? Kişi, kendisini seveni en çok sözleriyle yaralardı. Leyla dünyanın en güçlü silahını kullansa, bu denli canımı yakamazdı. Kim bilir o satırları ne kolay yazmıştı. Canımı, ruhumu bedenimden söktü, aldı. Oysaki bilmediği ve tahmin edemediği bir gerçek vardı: Onu en güzel ben severdim.
Ben şartlarım gereği Leyla'ya gidemedim, o da bana gelemedi. Araya uzaklık, benim parasızlığım, beni ona kötüleyen,çeşitli iftiralar atan kimi dostlarımız girdi. Şiirimde de belirttiğim gibi " cadı,yalan hamurunu dağ dağ yoğurdu " ve biz onulmaz bir yara almış bulunduk.
Şiirlerimin akıbeti konusunda da özgün davranmaya başladım. Kaynağımı bulmuştum. Koca bir Anadolu, doğduğum coğrafya; dağları, nehirleri, çıplak ayaklı çocukları, gelmiş geçmiş medeniyetleri ile önümde serili duruyordu.
Oranın kokusu beni mest ederdi. Saatlerce, yemeden içmeden kütüphanede durabilirdim. Çok farklı, çok büyük yazarların kapısını, işte o kütüphanede ve gece etütlerinde araladım. Dostoyevski'den tutun da Tolstoy'a, Max Weber'den Andre Malraux'ya, Gustave Flaubert'ten Emile Zola'ya...
Rüya, bütün çektigimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Yazdıklarım gecede en az on sayfayı buluyordu. Elbette kimi kaliteliydi kimi değildi. Sonradan o şiirlerim yavaş yavaş, hayatımda derin izler bırakarak yitti gittiler. Her biri bir kızda kaldı. Geri vermediler, alamadım da...
Lisenin birinci sınıfında bir şiir yazdım. O şiirim hala saklı durur, şansına bugünlere gelmiştir. Şöyle bitiyordu:
"Ve bir mavi şarap gözlerindeki
Musiki gölgelerinde yorgun
Sen hep öylesine güzel sevdalım
Ben sana Allahsızcasına vurgun"
Haklı olabilir, geçer dedim. Geçmedi. Her gün daha çok sevdim, daha çok yaralandım. Başka birini hayatıma katamadım. Sevemeyeceğim birini ne diye ümitlendirip hayatını zehir edecektim. Belki bu durum sana çok basit gelebilir. Zaten herkes saçmaladığımı, aklımı yitirdiğimi düşündü. Çevrem böyle düşününce nu durum bende biraz da takıntı halini aldı. İnatla sevdim, daha çok sevdim..
Mağlup mu desem mahcup mu
Ama ikisi de değil
Ben garip sen güzel
Dünya umutlu
Öyle bir tuhafım bu akşamüstü
Sevgilim
Canavar götürür gibi
İki yarım
İki süngü
AHMED ARİF