En Eski Ahmet Kaya: Yağmurlu Ülkenin Sürgün Konuğu Sözleri ve Alıntıları
En Eski Ahmet Kaya: Yağmurlu Ülkenin Sürgün Konuğu sözleri ve alıntılarını, en eski Ahmet Kaya: Yağmurlu Ülkenin Sürgün Konuğu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
El tetikte kulak kirişte ve sırtımız toprağa emanet
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
Deniz çok uzaktaydı ve dokunuyordu yalnızlık
Artık yenilmiş ordular kadar eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ay ışığında gövdesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi
Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı
Birazdan ateşi karıştırıp bir cigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı
Ben profesyonel bir sanatçıyım. Şarkı sözleri yazan, bestelerini yapan, yommlayan ve milyonlarca satan bir sanatçıyım. Ve ülkem bana alışkın olmasa da muhalif bir sanatçıyım. Toplumcuyum. Beni rahatsız eden her şeyi müziğimle eleştiriyor ve müziğimle protesto ediyorum.
Ahmet alır bağlamasını eline ve bir şarkı yazar;
Çiğdem'e doğduğu dünyanın kötülüğüne ağlamamasını, geleceğe ilişkin umutları taze tutmak gerektiğini söyler şarkısında:
"Ağlama bebeğim, ağlama sen de, umut sende, yarın sende . . . Çok
uzakta öyle bir yer var; o yerlerde mutluluklar, paylaşılmaya hazır bir hayat var . . . "
Artık Kürt demek, PKK demekle neredeyse özdeşleştirilir. Milyonlarca Kürt ve Türk binlerce yıldır dost olarak yaşadıkları bu coğrafyada, birer yabancıdırlar artık.
PKK saflarında hiç bulunmadan, PKK ile hiçbir ilişkide
olmadan Kürt dilinin ve kültürünün kabul edilmesi ve buna saygı gösterilmesi gerektiğini söyleyen
birçok insan da vatan haini ilan edilmeye başlar. Bunlardan biri de Ahmet Kaya'dır