“Savaş sonrası herkesin kendini şair sandığı, herkesin kendini politikacı sandığı bir dönemdi; herkes dünyanın, susturulmuş gibi, taş kesilmiş gibi kalakaldığı ve gerçeğin bir camın ötesinden, kristal, dilsiz, kıpırtısız bir camekânın ötesinden seyredilir gibi göründüğü bunca yılın ardından, her şeyin şiirini yazabileceğini, hatta yazılması gerektiğini hayal ediyordu.”