Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dramanın Toplumsal Kökenleri Üzerine Bir İnceleme

Aiskhylos ve Atina

George Thomson

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bu benim etim,bu da kanım. İsa- Dionysos benzerliği
Totem kurbanı yüzyıllarca sonra Orfeci kardeşlik ayi­ ninde yeniden ortaya çıkar; bu törende, sınıf savaşımının boyun eğdirdiği ve baskı altına aldığı insanlar boğa Dionysos’un etini yiyerek, kanını içerek yitmiş bir eşit­liğin yanılsamasıyla karın doyururlar.
Sayfa 38
Aşk
Hesiodos’tan gelme olduğunu gördüğümüz Orfeci Aşk kavramı, aristokratik düşünceye doğrudan bir meydan okumayı içeren bir ilkeyi temsil eder. Soylular için Aşk tehlikeli bir şeydi; çünkü arzu, tutku ve yetinmezlik ifade ediyordu. Aristokrat düşüncenin eğilimi bölmek, şey­leri birbirinden ayrı tutmak yönündeydi. Orfeciler içinse Aşk, saygı duyulacak bir şeydi, çünkü ayrılmış olan şe­yin yeniden birleştirilmesini, yitirilmiş olan şeyin yerine konmasını ifade ediyordu. Batılı bir Orfeci olan Empedok- les’in felsefesinde, dünyayı bir araya getiren Aşk, onu zor­la ayıransa Çatışma’dır; dünya, Aşk Çatışmaya üstün geldiğinde en iyi durumdadır. Halk düşüncesinin eğilimi birleştirmekti.
Sayfa 186
Reklam
Yaşam, insanın, Titanların günahının kefaretini öde­diği bir cezadır. İnsanın ölümsüz yanı, ölümlü yanı içine kapatılmıştır; ruh, beden içine hapsedilmiştir. Beden ru­hun mezarıdır. Bizler, tanrıların, ne zaman isterlerse o zaman yaşam hapishanesinden kurtaracakları köleleriyiz. Tüm yaşam, ölüme bir hazırlanmadır, çünkü ruh ancak ölüm yoluyla mahpusundan kaçmayı ve bedenin kötülük­ lerinden kurtulmayı umabilir. Yaşam ölümdür, ölümse yaşam. Ölümden sonra ruh yargılanır. Eğer ruh, bedenle temas yoluyla kendini günahın geçmiş bir çare olacağı kadar derinden çürütmüşse, Tartarus’un hapishanesinde sonsuz ezaya terk edilir. Eğer günahı tedavi edilebilir gi­biyse, içi temizlenir, arıtılır, sonra da cezasını yeniden çekmek üzere dünyaya geri gönderilir. Bedence lekelen­meden üç kez yaşadıktan sonra sonsuza kadar serbest bı­rakılır ve kutsanmışların göklerdeki birlikteliğine katıl­maya gider. Orfeci ruh öğretisinin Platon’da bulduğumuz şekli bu.
Sayfa 187
Ahh..yaşamdan soğutulmuş insanlık
Herodotos Trakya kabilelerinden biri olan Trausoi’den söz ederken şunlan söylüyor: Bir çocuk doğduğunda akrabaları onun çevresini alıp ileride çekeceği acılar için ağıtlar yakar, insanoğlunun tüm dertlerini bir bir sayarlar; oysa bir insan öldüğünde, onun bütün kötülüklerden kurtulmuş olduğunu, artık ku­ sursuz bir mutluluk içinde yaşadığını düşündükleri için sevinç içinde, güle eğlene gömerler onu. Yaşama ve ölüme karşı bu tavır ilkel değildir. Eleusis'te incelemiş olduğumuz gizemli dinlere özgü bir tavırdır. Sanayi sömürüsünün girdabına yakalanmış ilkel insanın çığlığıdır.
Sayfa 433
Bize kalırsa. Orfecilik hiçbir zaman, hatta ilk gün­lerinde bile devrimci bir hareket değildi. Dünyayı değiş­tirmeye değil ondan kaçmaya uğraşıyordu. ...
Sayfa 194
epilepsi
Yunancada epilepsi «kutsal hastalık» olarak bilinirdi; Aretaios'a göre, ona bu adın verilişi, hastalık nedeninin, bir tanrının ya da bir ruhun bedene girişi olduğuna ina- nılmasındandı. Terimin bu yorumunun doğru olduğu, has­talık üzerine Hippokratesçi bir kitapçıkta söylenenlerden ortaya çıkıyor: «.. Eğer hasta bir keçiyi taklit ediyorsa, kükrüyorsa ya da sağ tarafı sarsılıyorsa, buna Tanrıların Anasının ne­ den olduğunu söylerler... Ağzından köpükler çıkarıyor ve tepiniyorsa, neden Ares'e bağlanır. Belirtiler geceleyin kor­ku ve dehşet, sayıklama, yataktan fırlama ve dışarı koş­ma ise. bunlar Hekate’nin saldırısına uğramış ya da ölü­lerin ruhları çarpmış diye tanımlanıyor. Bu, hastanın «uğramış» (kâtochos) olduğunu — «içinde bir tanrı olduğunu» (entheos) gösterir.
Sayfa 427
Reklam
İnsanın ölümsüz yanı, ölümlü yanı içine kapatılmıştır; ruh, beden içine hapsedilmiştir. Beden ruhun mezarıdır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.