Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Akademinin Düşmanları

Lindsay Waters

Akademinin Düşmanları Gönderileri

Akademinin Düşmanları kitaplarını, Akademinin Düşmanları sözleri ve alıntılarını, Akademinin Düşmanları yazarlarını, Akademinin Düşmanları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sanatı bir kez daha kucaklamalı ve okuyucuların, seyircilerin ve dinleyicilerin etkileşimini ruhlarımızı anıtsal bir zafere götürecek tecrübeler yaratabileceğini göstermeliyiz.
Derin düşünceler, kendilerini sadece çığlıklarla duyurmazlar. Bazen fısıltıları da dinlemek gerekir.
Reklam
Hakikaten, genellikle en iyi şeyler, yazmak ve yayımlamak için acele etmeyen insanların yaptıkları şeyler oluyor. yayın yapmak için fazlaca acele eden pek çok insan var, ama projelerinin kendi içlerinde büyümeleri için bekleyen yeterince insan yok.
Epistemolojik kriz tarafından susturulmaya en yatkın olanlar gerçek yenilikçiler, çünkü onlar başka hiçbir yolcunun denemeye cesaret edemediği yollardan geçiyorlar. Böyle insanlar hayatlarının pek çok gününü kutuplardan birine ulaşmaya çalışarak geçiren, ama oraya varıp varamadıklarından emin olmayan kaşifler gibiler, çünkü hava puslanmış ve nerede olduğunuzu saptamak imkansızlaşmış halde.
Eğitimin cazibesinin kaynağı, insanların, eğitim kurumlarının ne verebileceğini tam olarak bilmemelerine rağmen, kendilerini eğitim sürecine bırakmanın, kendileriyle ilgili bir şeyleri değiştireceğine dair besledikleri inançtır.
Proust'un yakın okumanın istemsiz hafızamızı harekete geçirdiğine dair fikri, aralarında Benjamin Franklin, Paul de Man ve Edward Said'in de bulunduğu pek çok düşünürün eleştirilerine ilham verdi.
Reklam
Bugünün normu haline gelen, hayatını değiştirebilecek bir kitaba rastlamak umuduyla dağınık okumalar yapan bir entelektüel değil, at gözlüğü takmış bir profesyoneldir. Bu modern bilim insanı, okurken ve yazarken -yayıncı William Germano'nun The Chronicle of Higher Education'da kitap yazarlarına tavsiye etmiş olduğu gibi- 'bir kutunun içerisinde' düşünmenin en hayırlısı olduğunu biliyor.
Greil Marcus'un ifadesiyle, 'doğumda değil de, cenazede hazır bulunmayı seçiyorlar.' Bu insanlar, beşeri bilimcilerin işinin, hiciv ustası Frederick Crews'in ifadesiyle, 'yayın vızıltıları devam edebilsin ve biz de (yani pek çoğumuz) işlerimiz koruyabilelim ve konferans serilerimize devam edebilelim diye', önemsiz yayınlar yumurtlayıp durmak olduğunu düşünüyorlar.
Androw Abbott 'Bugün sosyoloji disiplininde, teori ve yöntemlerin birbiriyle çok az alakaları var' diyor. Sözünü ettiğimiz disiplin Max Weber'in, Theodor Adorno'nun ve Talcott Parsons'un disiplin!
Quine şöyle yazıyor: 'Ben bütün nesneleri teorik olarak görüyorum... En ilkel nesnelerimiz, bedenlerimiz bile halihazırda teorik.'3 3 Quine, W. V. O. 'Things and Their Place in Theory', Contemporary Materialism: A Reader içinde, ed. Moser, P. K. Trout, J. D. Routledge, New York ve Londra 1995, s. 212 -ed. notu.
Reklam
Akademisyenler artık dilencilerin, minzevilerin, başka dünyalara dalmaya yatkın olanların ait olduğu özel bir türün mensubu değiller. Düzenbaz ve kaypak karakterler.
John McDowell birinin düşünmek istemediği kelime ve fikirleri bir yana süpürüvermesini, görünüşte 'şaşılacak derecede cüretkar' olarak yorumluyor ve ekliyor: 'Ama başka bir açıdan bakarsak, tehlikeli kabul edilen araçları güvenli hale getirmeyle kıyaslandığında, kelimelerden kaçınan Rortiyen duruşta korkakça bir taraf var. Korkaklık guru duyulacak bir şey değil.'
Bu düzende iyi olan şu ki, hiç kimse kaybetmiyor. En azından görünüşte. Çekip gitmiyor oluşumuzun veya şikayet etmeyişimizin sebebi korku, komik olma korkusu, bir şeyleri kaybetme korkusu. Bu 'Son İnsanlar'ın zamanı.
Çağdaş toplum sözde yenilikçiden yana, ama asıl aşku komformnist.
Daniel Bell veya Mary McCharty gibi isimleri bir kenara bırakırsak, artık çok çok az akademisyen gerçek entelektüel kimliğine sahip.
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.