Küsüşmelerimizin, birkaç aylık ayrılışlarımızın oluşturduğu dostluk tatillerinde bile, ruhu sürükli solumda hazır bulunurdu. Öyle hazır bulunurdu ki, uzun uzun görüşürdük.
Ben hiçbir ulusa, hiçbir ırka kin tutmam.
Hiçbir ırka kin tutmuyorsun ha... İyi ediyorsun! Böyle bir şeyle az karşılaşırım, çünkü insanlar akılsızdır. Sanki : Pis Yahudi! Pis Rum ! Pis Türk ! diye bağırmak işmiş gibi.
Ona yakınlık duymaya başlamıştım.
Gördüğüm yüzlerin en açığı ve içteni olan yüzünü beğeniyordum. Sanki dünyadan gizleyeceği bir şeyi yoktu : beyaz, pürüzsüz,bir nilüfer çiçeği gibi bakıyordu.