Tüm savaşların gerçek kökü, yaşamın özünde yükseliş, büyüme ve gelişmeye yönelik bir eğilimin var olmasında yatar... Yaşam büyür ya da gerilerken mekanik ve can çekişen her şey yalnızca kendini 'sürdürmeye' çalışır...
Bir demokraside halk güvendiği kişiyi lider olarak seçer. Sonra seçilen kişi 'Şimdi çenenizi tutun ve itaat edin!' der. Ne halk ne de partiler onunla ters düşemez... Daha sonra, yargılama sırası halka gelir (eğer lider hata yapmışsa darağacına)