Bilim nerede olursa olsun hep aynı, mutabık, hareketsiz ve sabit olan şeyleri keşfeder; sanat ise "durmadan yeniden vücuda gelmek" demektir. Sanayiye mahsus olan seridir; hâlbuki sanata mahsus olan orijinaldir. Bilim keşfeder, sanat yaratır. Bilimin keşfettiği uzak bir yıldızın ışığı bundan evvel de vardı. Sanatın bizi aniden aydınlatan ışığı ise sanatın kendisi tarafından o anda yaratılmış olur. Sanat olmadan o ışık asla meydana gelmez. Bilim mevcut olanla uğraşır; sanat ise vücuda gelmenin kendisidir. Bilim kanunları keşfedip onlardan yararlanmak ister, sanat eseri ise tam tersine, kâinattaki düzeni araştırmadan yansıtır.
Mahkûmiyetimi tamamladıktan kısa bir süre sonra, on sekiz yaşımdan beri tanıdığım bir kızla evlendim. Halida çok güzeldi fakat aynı şey benim için söylenemezdi. Savaş sırasında tanışmıştık ve hava saldırısını haber veren sirenler ne zaman çalsa bir araya gelirdik. Bu giderek daha çok oluyordu. Çünkü İtalya'daki üslerinden kalkan İngiliz hava kuvvetlerine bağlı uçaklar, Macaristan'daki hedeflerini bombalamaya giderken, Saraybosna üzerinden uçuyorlardı. Bazı zamanlar öldürücü yüklerini şehrin üzerine düşürüyorlardı. İnsanlar panik içinde mahzenlere ve hava saldırısı sığınaklarına doğru kaçışırken Halida ile ben, bize hiçbir şey olmayacağından emin, bir taşın ya da en yakındaki bir bankın üzerinde oturuyorduk. Kuşkusuz ikimiz, kentte hava saldırısı sirenleri duyulduğunda mutlu olan yegâne kişilerdik.