Zira toplumsal sahanın kanaat önderi/kılavuzu/rehberi olan kişiler adaleti ve zâhiri takip etmek zorundadırlar. Sebepleri görüp ona göre tedbir alırlar.
Aynı şekilde olaylara adalet yerine rahmetten, zâhir yerine bâtından bakan ve sonuçlar üzerinden sebeplere müdahalede bulunabilen Hz. Hızır'ın ne ümmeti vardır, ne de önderlik yaptığı bir topluluk...