En Yeni Allah Aşkına Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Allah Aşkına sözleri ve alıntılarını, en yeni Allah Aşkına kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Müslüman coğrafyada adalete olan inanç gün be gün can çekişirken en entelektüel emeğimizi " Hz. Ali mi adildi, Hz. Ömer mi?.." tartışmasına harcamak ve üstelik kuşatma altındayken "Melekler erkek midir, kadın mı?.." diyerek tartışan Konstantinapollü papazlarla dalga geçmeyi de ihmal etmemek ne hazin bir çelişki.
Ve biliyoruz ki ;tüm okumalarımız aslında tek bir Kitabı anlamak içindir ; insan Kitabını...
Zira Efendimizin (asv) sözüdür. "Kendini bilen, Rabbini bilir.."
Ah be hocam!...
Şu kurbanın ne cemal demini anlayabildik, ne celal demini. İnşallah bundan sonra anlarız,Risalete hürmet edenlerin bizden neler beklediğini...
Sahi, ilk kim demiş; "İslamda matem üç gündür. " diye...
Bunu söyleyen kişi, Yusuf (as) için yıllar yılı ağlayıp gözlerini yitiren Yakup Nebiyi okuyamamış mı Kur-an'da?..
Kurban Bayramı yaklaşıyor ya...
Halbuki ihtiyaç sahiplerine paylaşım emri öyle üç dört güne değil yılın her haftasına özgüdür. Sadece eti değil otuda kapsar. Parayı da ve dahi tebessümü de...
Neden?
Neden evvelki ümmetlerin Aşura Gününe dair sevinçlerini anlatıyorsun da, Son Ümmetin acısında suskunlaşıyorsun?
İslam alemi için ne kadar unutulmaması gereken bir uyarı aslında.
Surenin tamamına bakılınca muhatabın doğrudan Resulullah (sav) olduğu açık. "Sen ebter (soyu kesik) olmayacaksın!.." muştusu, " Çünkü sana Kevser'i verdik" gerekçesine bağlanıyor. Ve ekleniyor...
"Fe salli li Rabbike v'enhar..."
"Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!..."
Ebteriyetin olmaması için Kevser'in varlığı gerek şart ama yeter şart değil. Ebteriyetin olmaması için Resulullah'tan bir de kurban istemekte.
Eski ve yeni argümanlarınız bir anda tepetaklak olur.
"Menfaatim va haliyle itaat odağım değişti " demek yerine sevgi üzerinden bahaneler üretirsiniz.
Sosyo-ekonomik sınıfsal, feodal bağlar veya mezhepsel ayrımlar yok idiyse neydi, Kerbela'daki tarafları belirleyen ana unsur?
Tabii ki ahlak ve şuur...
Malumdur, roman batı kaynaklı bir edebi sanat.
Avrupa'dan Osmanlı'ya geçişi 2-3 asrı buldu. İthal olan bir çok şey gibi onun da bize uygun olup olmadığı sorunu belirdi. Tam da böylesi günlerde roman hakkında karar vermek üzere alimler bir araya geldiler. İçlerinden biri sordu :
" Frenk illerinden kimi kalem erbabı hayal dünyalarında insanlar yaratıp onlara kader uyduruyormuş. Bunun bizde de yapılması caiz midir?"
Soruyu bu şekilde sorarsan roman yazımının ruhuna el-fatiha!..