Rabbimiz, bizim Müslüman olmamıza ve İslam için gayret etmemize muhtaç değil. O, “Samed” dir. Herkes ve her şey ona muhtaçtır. Kulun, Allah için gayreti; kendimiyiliği içindir.
“Hak uğrunda cehd eden, ancak kendisi için çalışmış olur. Doğrusu Allah, âlemlerden müstağnidir. Kimseye ihtiyacı yoktur.” Ankebut: 29/6
Öğrenci, öğretmen için değil; kendisi için ders çalışır. Bir hasta da, doktor için değil; kendi iyiliği için doktorun tavsiyesine uyar.
Bu cehd ve çalışma; (uyarı, muştu, korkutma, iyiliği emir, kötülüğü yasaklama, tebliğ, cidal ve kıtal gibi kelimeler -daha geniş manada-) cihat kelimesinde buluyor anlamını.
Ancak sadece iyi niyet, yeterli değil. Yapılan bazı işlerin, yarar yerine zarar verebileceği de inkâr edilmez bir gerçektir. Bütün ilmini, kültürünü, tecrübesini ve akli yeteneklerini ortaya koyarak dikkatli adımlar atması gerekir davetçinin.
Yürümek çok da önemli değil. Niçin yürüdüğünü, amacının ve hedefinin ne olduğunu, hangi yoldan, nereye gitmek istediğini bilerek yürümek önemlidir. Kimi yollar gülistanlara açılır. Yollar var, çıkmaz sokaktır. Yol var; sonunda cenneti bulur yolcuları. Yol var; cehennemde gözlerini açar gidenleri.