Allah Erinin Yolu

Adil Akkoyunlu

En Yeni Allah Erinin Yolu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Allah Erinin Yolu sözleri ve alıntılarını, en yeni Allah Erinin Yolu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öğrenmenin Önemi
Bilmeyen kimse, bulutlu bir gecede, karanlığın koynunda yolculuk eden insan gibidir. Bilmek, ilim sahibi olmak ise; güneş ile aydınlanmaktır, haritaya ve pusulaya sahip olmaktır, gideceği yolu bilenden öğrenmek demektir. Bilmenin önemini en çarpıcı ifadeler kullanarak vurgulayan çok sayıda ayet ve hadisler var. Örnek olarak bunlardan birkaçını birlikte hatırlayalım: “Yaratan Rabbi’nin adıyla oku. O, insanı “alak” tan (kan pıhtısı biçimini alan embriyodan) yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. / O, (insana) kalemle (yazı aletleriyle yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” Alak: 96/1-5 “Kendi içinizden, size ayetlerimizi okuyan, sizi aklayan, size kitap ve hikmeti ve size bilmediklerinizi öğreten bir Resul gönderdik.” Bakara: 2/151 “Kulları içide ancak bilginler, Allah’tan -gereğince- korkarlar.” Fatır: 35/28 “Sakın cahillerden olma!” Enam: 6/35 “Cahillerden yüz çevir.” A’raf/ 7/199 Ve Rabbimizin bize öğrettiği dua: “Rabbim, ilmimi artır, de.” Taha: 20/114 Peygamberimiz (s.a.v.)’in diliyle ilim: “Ya bilgin ol, ya öğrenen, ya da dinleyen veya bilgiyi öğrenen veya öğretenleri sevenlerden ol. Beşinci gruptan olma; helak olursun.”
Sayfa 31
bilmek ve bilinçli olmak
Müslüman kulun, Allah’a itaat amacıyla, bilerek yaptığı her şuurlu hali ibadettir. Her şuursuz (gaflet) hali -iyi bile olsa- suçtur. Namaz kılanlar için Allah Teâlâ: “Şu namaz kılanların vay haline!” Maun: 107/4 buyurmaktadır. Evet, namaz kılanlar için… Niçin? Çünkü: “Onlar namazlarında gafildirler.” Maun: 107/5 Namaz kılıyorlar ama şuursuzca… Ne
Sayfa 29
Reklam
Rabbimiz, bizim Müslüman olmamıza ve İslam için gayret etmemize muhtaç değil. O, “Samed” dir. Herkes ve her şey ona muhtaçtır. Kulun, Allah için gayreti; kendimiyiliği içindir. “Hak uğrunda cehd eden, ancak kendisi için çalışmış olur. Doğrusu Allah, âlemlerden müstağnidir. Kimseye ihtiyacı yoktur.” Ankebut: 29/6 Öğrenci, öğretmen için değil; kendisi için ders çalışır. Bir hasta da, doktor için değil; kendi iyiliği için doktorun tavsiyesine uyar. Bu cehd ve çalışma; (uyarı, muştu, korkutma, iyiliği emir, kötülüğü yasaklama, tebliğ, cidal ve kıtal gibi kelimeler -daha geniş manada-) cihat kelimesinde buluyor anlamını. Ancak sadece iyi niyet, yeterli değil. Yapılan bazı işlerin, yarar yerine zarar verebileceği de inkâr edilmez bir gerçektir. Bütün ilmini, kültürünü, tecrübesini ve akli yeteneklerini ortaya koyarak dikkatli adımlar atması gerekir davetçinin. Yürümek çok da önemli değil. Niçin yürüdüğünü, amacının ve hedefinin ne olduğunu, hangi yoldan, nereye gitmek istediğini bilerek yürümek önemlidir. Kimi yollar gülistanlara açılır. Yollar var, çıkmaz sokaktır. Yol var; sonunda cenneti bulur yolcuları. Yol var; cehennemde gözlerini açar gidenleri.
Sayfa 28
Necip Fazıl, sormaktan kendini alamıyor: “Eli inmeli, dili düğünlü, kalbi buruk, edası pısırık, sermayesi korkak, işi ürkek, ahlakı katlanmak, ibadeti saklanmak… Bu mu Müslüman? Hayır, Müslüman bu değil… Müslüman; Allah’ın adı anıldığında kalbi titreyen, hayatını ve ölümünü O’na adayan, Müslümanların perişan haline bakıp iştahı kesilen, rahat uyuyamayan, yerinde duramayan… “Müslümanlar için, dünya mazlumları için ne yapmalıyız?” sorusunu bir kurşun gibi yüreğinde taşıyan insandır. İslam’ı, müzelik olmaktan kurtarıp başlara taç yapabilmek için bu kutlu emaneti yüklenen insandır.
Sayfa 27
Müslüman Kimdir
Müslüman; vahyin doğruluğuna şüphe etmeden inanan, buyruklarına kulak veren, bütün inanç, düşünce ve davranışlarında vahyi ölçü alan insandır. Hayat programını İslâm’a ayarlayan kimsedir. Müslüman; Allah’ın bildirdiklerine (bilinçli olarak ve gönül rahatlığıyla) inanan; inandığının gereğini yerine getirmek için canla başla gayret gösterem; böylece dünya ve ahiret huzurunu, esenliğini elde etmeye aday olan kişi demektir. İslâm’ın dışında; hiçbir inanç, düşünce, felsefe, görüş, sistem ve hükümlerin, Müslüman’ın hayatında hükümleri yoktur.
Sayfa 26
Allah Teâlâ, önceki elçilerini, belirli bazı toplumlar için, sayılı hükümlerin tebliği ile görevlendirmişti. İslam’ın son Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.)’i ise, bütün insanlara ve cinlere, (fert ve toplumların bütün hayatlarını kapsayan hükümleri) tebliğ etmekle görevlendirdi. Yaratan, dini tamamladığını, eksiği ve gazlasının bulunmadığını bildiriyor. Hz. Muhammed’den sonra Resul, Kur’an’dan sonra da Vahiy gelmeyeceği için; Rabbimiz, dininin kaynağı olan Kur’an’ın korunmasını bizzat kendi üzerine almıştır. Hicr: 15/9 Ve her insanın fıtratını, İslam’ı yaşamaya uygun olarak yaratmıştır. İslâm; ilahi kanunların (hükümlerin) bütünüdür. İslâm; Müslüman fert ve toplumların hayat anayasasıdır. İnsanlığın, dünya ve ahiret esenliğinin hidayet rehberidir. En önemli konulardan, en küçük hususlara kadar İslâm’ı ölçü bilmekle ödevlidir Allah’ın kulları. Yer, zaman ve şartlar ne olursa olsun; İslâm, bizi, dışımızı saran ve içimize alıp soluduğumuz hava gibi, atmosfer gibi kuşatmıştır. İslam dışı bir hayat yaşayarak huzurlu olmanın mümkün olmadığını bildiriyor bize Kur’an.
Sayfa 25
Reklam
84 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.