Bazı felsefî öğretilerden farklı olarak dinler, telkin ettikleri tanrının zihnen benimsenmesinden başka, ona gönülden bağlanılmasını da isterler. Böylece zihin ile kalbin ortak ürünü olarak teşekkül eden iman, iradeyi inanılan varlığa şükran duygularını arz etme yönünde harekete geçirir.