Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Allah Yolunda Can Verenler ve Kerbela

Şadiye Furkan Demirtaş

Allah Yolunda Can Verenler ve Kerbela Hakkında

Allah Yolunda Can Verenler ve Kerbela konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
4
Okunma
Beğeni
874
Görüntülenme

Hakkında

Hz. Hüseyin (r.a.) başını sallayarak: "Ah Küfe, ah Irak halkı, ne kadar vefasız ve insafsızsınız. Hz. Osman gibi bir halifeyi Kelannullah üstünde katlettiniz, kanları hâlâ Kur'an'ın üzerinde durur. Babam Hz. Ali'yi vurdunuz. Kardeşim Hz. Hasan'ı bitirdiniz. Şimdi ise gözlerinizi bana ve aileme dikmiş, beni bitirmek istiyorsunuz." Bu sözler karşısında ümmet adeta çözülüyordu ve çok iri yarı uzun boylu bir asker önüne atılıverdi. Hemen kılıcını çekti. Hz. Hüseyin (r.a.)'m karşısında dikildi ama tir tir titriyordu. Hz. Hüseyin (r.a.): - Sen asker misin? - Hayır. Ben komutanım, dedi. Hz. Hüseyin (r.a.): - Peki sen cesur musun? Komutan: - Evet cesurum, dedi. - Adın ne? diye sordu Hz. Hüseyin (r.a.): - Adım Hürdür, dedi. - Peki neden titriyorsun? Kılıcını kaldırıp cengaverler gibi dövüşsene, dedi. Hür ise: - Hangi kılıç kalkar Peygamber torununa? dedi.
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 6 dk.Sayfa Sayısı: 180Basım Tarihi: 2008İlk Yayın Tarihi: 2005Yayınevi: Hayat Ağacı Yayınevi
ISBN: 9789944082877Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Şadiye Furkan Demirtaş
Şadiye Furkan DemirtaşYazar · 14 kitap
Şadiye Demirtaş, Mehmet E. ile Hava Harp Okulu dördüncü sınıf öğrencisiyken tanışmış. İki genç, 1987’de evlenmiş. Başörtülü olması eşinin görev yaptığı askeriye içinde sorun olmamış. Ne var ki, 90’lı yıllarda her şey tersine dönmüş. Şadiye Hanım, önceleri davetlere, rütbe törenlerine gidememiş. Subay eşine ‘ordudan atılacaksın’ diye üst komutanlardan baskılar gelmeye başlayınca başını açmaya karar vermiş. Ancak bu da yeterli gelmemiş. “Ayrılmak zorundaydım.” diyen Demirtaş, 28 Şubat’ın ailesini nasıl parçaladığını anlatırken, gözyaşlarını tutamıyor: “1998’de boşandık. Eşim mesleğine âşıktı. Eşimle severek evlenmiştik, severek boşandık.”