Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uzay ve Dünya

Allah'ın Varlık Delilleri 1

Said Alpsoy

Allah'ın Varlık Delilleri 1 Gönderileri

Allah'ın Varlık Delilleri 1 kitaplarını, Allah'ın Varlık Delilleri 1 sözleri ve alıntılarını, Allah'ın Varlık Delilleri 1 yazarlarını, Allah'ın Varlık Delilleri 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1987'de ikiyüzmilyar yıldıza sahip olan Samanyolu galaksisinin saniyede altıyüz km.lik bir hızla, yüzelli milyon ışık yılı uzaklıkta bir yere doğru çekilmekte olduğu tespit edildi. Çekim merkezine (Great Attractor = Büyük Çekici) dendi. 1989'da Büyük Çekici'nin kütlesi hesaplandı, bizim Güneşimizden onbintrilyon kere daha büyüktü. Büyük Çekici, Samanyolu'ndan başka daha dokuzyüz galaksiyi de kendine çekmekteydi, Büyük Çekici bir Kara Delikti.
Atom çekirdeği, bütün atom kütlesinin yüzde 99,97'si kadardır. Güneşin kütlesi de, Güneş ve gezegenler sistemindeki bütün kütlenin yüzde 99,97'sini oluşturmaktadır. Daha önemli olan bir benzerlik de şudur: Atom çekirdeği ile elektronlar arasında çekim kuvveti vardır. Güneş ile gezegenler arasında da çekim kuvveti vardır. Bu iki çekim kuvveti aynı matematik kanununa uymaktadır. Bu kuvvetler, mesafenin karesiyle ters orantılıdır. Buradan da, gezegenlerin güneş etrafındaki dönüşleriyle, elektronların atom çekirdeği etrafındaki dönmelerinin aynı olduğu sonucu ortaya çıkar. Bu dönmeler devamlı olarak elips veya çember çizmektedir.
Reklam
İbadet, kişinin Rabbini bildiğinin ve sevdiğinin itirafı, fiili olarak ispatıdır.
Sayfa 135Kitabı okudu
İnsan vücudunda madde, mananın hizmetinde bulunuyor. Yani madde, maneviyata göre adım atıyor. Şöyle ki; İnsan hangi yöne bakmak isterse, göz o tarafa bakıyor. İnsan nereye gitmeye karar veriyorsa, ayaklar oraya yöneliyor. Ve insan neyi yemek istiyorsa, el onu ağıza götürüyor ve mide de onu hazmediyor. İnsan bedeninde madde, mananın emrinde olduğu gibi, evrendeki maddeler de bir manaya göre adım atıyorlar. Gökler ve yerdeki bütün hareketler sonuçta insana yöneliyor ve onun ihtiyacını görüyorlar. Bu kareketlerin yöneticisi insan olmadığına göre, bu Evren'i insana hizmet ettiren, kesinlikle Evren cinsinden olmayan bir varlıktır. Yani Allah(c.c.)'tır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Şu anda yeryüzünde suyun oluşumuna olanak sağlayacak kadar yüksek ısı yoktur. Dünyada var olan su, dünyanın oluşumu sırasındaki yüksek sıcaklık sonucunda oluşan su miktarıdır. Bu miktarda hiçbir zaman bir değişme olmaz.
Eğer Dünya'nın en dahi insanları bile doğadaki derin işleyiş ve mekanizmaları ancak güçlükle çözebiliyorsa, bütün bu işlerin, kör tesadüfün bir ürünü, sersem bir kazanın sonucu olduğunu farz etmek nasıl mümkün olabilir?
Reklam
Ruhumun varlığı bana Allah(c.c)'ın nasıl her yerde olabileceğini anlamada yeni bir yol gösteriyor. Ruhum, bedenimi herhangi bir parçasında bulunmadan nasıl kaplıyor. Bedenimde hiçbir yer yok ki, "Aa, bak buradayım" , diyebileyim. Ruhum, beynimin sol yarısında, burnumda, ya da akciğerlerimde değil. Ruhum bedenimin her yerinde tamamıyla hazır. Bu yüzden bedenimin bir bölümünü kaybettiğimde, ruhumun bir parçasını kaybetmiyorum.
Tanrı yoktur diyen bir aptalın zihninde bile kendisinden daha yetkini düşünülemeyen bir Tanrı fikri vardır. Anselm
Bilge bir adama, "Tanrı'nın var olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordular. O da, "Güneşi görmek için meşaleye ihtiyaç var mı?" diye cevapladı.
Reklam
Dağlara çıplak gözle bakan biri, onları yerkabuğunun sadece üzerindeki yükseltiler olarak görür. Oysa son 40-50 yıl içersinde dağların bazen boylarının on-on beş katına ulaşacak biçimde dünyaya saplanmış oldukları tespit edilmiştir. Örneğin Everest Dağı dokuz km.ye yakın yüksekliğine karşın, yüz yirmi beş km.lik bir de köke sahiptir. Bu durum dağları bir çivi veya çadır kazığına benzer bir biçimde yerkabuğunun sabit kalmasını sağlayan bir araç haline getirir. Ve başka türlü, dünyada canlı yaşamı çok zor belki de imkansız olurdu. İlginç olan ise bir Kur'an ayetidir: "Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da birer kazık yapmadık mı?" (Nebe, 6-7)
Yağmur damlası yerçekimi kanununa karşı koyarak yere iner. Tersine düşünün. Üç bin metre yükseklikten yere düşmeye başlayan o damla, ne kadar küçük olursa olsun düştüğü yere mermi gibi inecek ve orayı darmadağın edecekti. Fakat, yağmur damlası, buluttan ayrıldıktan sonra hızını hiç arttırmadan ve süzülerek yere iner, böylece gerçekten "rahmet" olur.
Artık fizik, ilâhiyatın rehberlik edeceği bir sahanın kenarına gelmiştir. James Jeans
"Bilimin cevaplandıramadığı sorulardan önce soramadığı sorular vardır." Bilimin Evren'in nasıl yaratıldığını ve ne şekilde yaşatılmakta olduğunu cevaplar. Ama niçin yaratıldığını konusunda söyleyecek bir şeyi yoktur. Dolayısıyla "Allah'ın varlığı/yokluğu" konusu sadece pozitif bilim sınırları içinde ele alınmaz. Çünkü bilimin alanıda sınırlıdır.
Parmaklarım Ay'ı gösterir... Parmaklarım yani bana Evren'i öğreten bilim ve kişisel/ ruhani/ vicdani tecrübelerim hissedişlerim Ay'ı gösterir ama Ay'ı ispat edemez.