İstanbul, Ayasofya, Kudüs, Altın Kubbe..
Ağırnas 'ta taş ustası olan babanın Abdulmennan'ın oğlu Sinan.. On beş yaşında devşirme olarak getirilmişti İstanbul'a,Yeniçeri Ocağına ...
Dedesinin atölyesinde gördüğü mermer işlemeli üç çerçeveden ikisinde, siyah mürekkeple çizilmiş resim vardı. Sefere giderken köyüne uğradığı zaman boş olan üçüncü çerçevenin de dolu olduğunu görecekti.
İstanbul'a geldikten beş yıl sonra Yavuz Sultan Selim'in sancağı altında Mısır Seferi için yola çıkmıştı. Yollarına devam edip fetih için girdikleri Kudüs' e yıllar sonra taşlara adını yazmak için tekrar geleceğini bilemezdi Sinan..
Yıllar sonra Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Barbaros Hayrettin Paşa refakatinde Kudüs 'e kutlu görev için yola çıkmıştı Mimar Sinan, yüreği kuş gibi sevinçten çırpınıyordu âdeta...
Yıllardır ömrünü adadığı, peşine düştüğü soruların, sırrına varıp cevaplarını birgün bulabilecek mi?
Devşirilmesini sağlayan Sahtiyan Çizmeli Adam kimdi, neredeydi?
Boş olan üçüncü çerçevedeki Minyatürü Yusuf Dedesine kim vermişti ?
Kıymetli yazarımızın kalemi ile tanışmama vesile olan @kapiyayinlari 'ndan çıkan bu güzel eserin son sayfasına nasıl geldim bilemedim desem yeridir. Kitabımızın sayfalarından ayrılmak istemeden okuyacağınız Büyük Usta Mimar Sinan' ın hayatı ve Kudüs yazarımız tarafından kıymetle işlenmiş. Mutlaka sizlerde bu kıymetli eseri okuyunuz tavsiyemdir.
