"Hiçbirimiz bir şey olmak ya da yapmak için yaratılmayız,"dedi.
"Ne olacağımıza biz karar veririz.
Bana bir keresinde, ortada kurban diye bir şeyin olmadığını söylemiştin.
Yapmak istediğimiz şeyi seçmek için gücümüzün olduğunu.
“Ne yani, her şeyi berbat etti mi demek istiyorsun?” diye sordu Adrian. “Hepimiz bir şeyleri berbat ediyoruz. Herkes hata yapar. Onun yaptığı da buydu. Sadece yanlış karar verdi, hepsi bu. Sevdiğin insanları hata yaptıkları için koparıp atamazsın.”
Sonya bir kez daha bana güldü. “Yapma Sydney. Bunu bilecek kadar bizimle zaman geçirdin.”
“Neyi bilecek kadar?”
“Hiçbir şey göründüğü kadar zararsız değildir.”
Bu dünya üzerine gelmiş, hayatımda gördüğüm en güzel varlıksın sen. Ve bundan haberin bile yok. Ne kadar güzel olduğuna ya da nasıl ışık saçtığına dair hiçbir fikrin yok. Hem de hiç.
Eddie başını salladı. "Şu işe bak. Adrian'ı hiç bu kadar sinirli görmedim."
"O kadar da sinirli değildi," dedim kaçamak bir şekilde. "Bana bayağı sinirli geldi." dedi Angeline."Yerinden fırlayıp Dimitri'ye saldıracak sandım."
Eddie dudak büktü. "Öyle bir noktaya geleceğini sanmıyorum."
"Bilmem," diye düşüncelere daldı. "Bence seninle uğraşan herkesle dövüşmeye hazırdı Sydney."
Adrian beni neden korumuştu?"Sanırım bana borçlu olduğunu düşünüyor."
Jill o ana dek sessizliğini korumuştu. "Hayır." dedi şaşırmış bir ses tonuyla. "Ne olursa olsun senin için bunu yapardı."
"Hiçbirimiz bir şey olmak ya da yapmak için yaratılmayız,"dedi."Ne olacağımıza biz karar veririz.Bana bir keresinde,ortada kurban diye bir şeyin olmadığını söylemiştin.Yapmak istediğimiz şeyi seçmek için gücümüzün olduğunu."
'Eğer gözlerin açık değilse, uyumakla uyanmak arasındaki farkı anlayamazsın.' Neden korkuyorum biliyor musun? Bir gün gözlerim açıkken bile bundan emin olamamaktan.