Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gelecek Binyıl İçin Altı Öneri

Amerika Dersleri

Italo Calvino

Amerika Dersleri Gönderileri

Amerika Dersleri kitaplarını, Amerika Dersleri sözleri ve alıntılarını, Amerika Dersleri yazarlarını, Amerika Dersleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ağırlığı kaldırmaya çalıştım, kimi zaman insanlardan, kimi zaman gök cisimlerden, kimi zaman kentlerden; özellikle de öykünün yapısından ve dilden
155 syf.
·
Puan vermedi
Yazmak üzerine olan kitapları okumaya mesafeli oluyorum genelde, özellikle de yabancı yazarlar tarafından yazılanlara. Nedeni de çok karmaşık değil: Yazarların edebi birikimlerini konuşturduğu bu eserlere benim nefesim pek yetmiyor. Yazarın okuduğu bilmem kaç bin kitap, aşina olduğu envai çeşit mitoloji, kendi milletinin edebiyat tarihinden sunduğu örneklerle beraber yazarı takip etmek bir hayli güç oluyor. Buna rağmen Amerika Dersleri'nde güzel öğütler var. Yukarıda sıraladığım sıkıntıları da bu kitapta epey yaşadım; ama yine de yazarın aktarmak istediği birkaç dersi de alabildim diye düşünüyorum. Kesinlikle okunması gerekli kategorisinde göremesem de yazar olmak isteyenlerin Calvino'nun söylediklerine kulak tıkamamaları gerektiğini de düşünüyorum. Sonuçta
Görünmez Kentler
Görünmez Kentler
'in yazarından bahsediyoruz.
Amerika Dersleri
Amerika DersleriItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 202193 okunma
Reklam
Unutma Kuyusu
Anımsama ve unutma, birbirini tamamlayan iki kendiliktir. Hikâyecilik sanatının sözlü köklerine uzanırsak şunu görürüz: Masal anlatıcısı kolektif belleğe, ama aynı zamanda masalların her tür bireysel belirlenimden arınmış olarak çıktıkları bir unutma kuyusuna seslenir. "Bir varmış bir yokmuş..." Anlatıcı, unutulan (unutulduğuna inandığı), hikâyeleri anımsatmak (anımsattığına inanmak) için anlatır.
Sayfa 122
Bir Parça Nasıl İyileştirilir
Her durumda, Leonardo sayfayı ters çevirir ve gözünde canlanan görüntünün olağanüstülüğünü aktarabilecek bir tümceyi üç kez baştan yazarak, hayvanın imgesini yakalamaya çalışır. [1. deneme] Kaç kez görüldün sen, suları kabarmış, koca okyanusun dalgaları arasında, sert kıllarla kaplı ve kara sırtınla, bir dağ gibi yüksek ve ağır ve görkemli ilerleyişinle! Sonra metne volteggiare ("dönmek") fiilini koyarak, canavarın ilerleyişine hareket katmaya çalışır: [2. deneme] Ve suları kabarmış, koca okyanusun dalgaları arasında defalarca görüldün ve görkemli ve ağır bir hareketle dönerek gidiyordun denizin sularında. Ve sert kıllarla kaplı ve kara sırtınla, bir dağ gibi yüksek, yenerek ve alt ederek dalgaları! Anca volteggiare ("dönmek") sözü, çağrıştırmak istediği büyüklük ve görkemlilik izlenimini azaltıyormuş gibi gelir ona. Bunun üzerine solcare ("yarmak") fiilini seçer ve sağlam bir edebiyat sezgisiyle metne bütünlük katacak şekilde yazının bütün yapısını değiştirir: "Kaç kez görüldün sen, suları kabarmış, koca okyanusun dalgaları arasında, bir dağ gibi yüksek, yenerek ve alt ederek dalgaları ve sert kıllarla kaplı ve kara sırtınla yararak denizin sularını, ve görkemli ve ağır ilerleyişinle!"
Sayfa 60
Görünmez Kentler bahsi
Geometrik ussallık ile insan yaşamlarının oluşturduğu kördüğüm arasındaki gerilimi dile getirmek açısından bana daha geniş olanaklar sunan, daha karmaşık bir simge, kent simgesidir. İçinde en çok şeyi söylemiş olduğuna inandığım kitabım, Görünmez Kentler'dir; çünkü Görünmez Kentler'de, bütün düşüncelerimi bir tek simge üzerine yoğunlaştırabildim; çünkü Görünmez Kentler'de, katı bir neden-sonuç ilişkisini ya da hiyerarşiyi değil, çok sayıda yolun izlenebileceği, çeşitli yönlere budaklanmış çok değişik sonuçların çıkarılabileceği bir ağı içeren bir dizilim içinde her kısa metnin ötekilere yakın durduğu çok yönlü bir yapı kurdum.
Sayfa 67
Leopardi'nin düşüncelerinde iki terim sürekli olarak karşılaştırılır: indefinito ("belirsiz") ve infinito ("sonsuz"). Mutsuz bir hazcı olan Leopardi için bilinmeyen bilinenden her zaman daha çekicidir; umut ve imgelem, deneyimden kaynaklanan düş kırıklıklarına ve acılara karşı tek tesellidir. Dolayısıyla, insan, arzusunu sonsuz olana yansıtır; ancak arzunun sonsuz olduğunu düşleyebildiğinde memnunluk duyar. Ama sonsuz olanı algılayamadığı, tam tersine sonsuzluk düşüncesinden bile ürkerek geri çekildiği için, insan zihninin yapabileceği bir tek şey kalır geriye: Belirsiz olanla, birbirleriyle iç içe geçerek aldatıcı, ama gene de hoş bir sınırsızlık izlenimi yaratan duyumlarla yetinmek. "E il naufragar m'è dolce ın questo mare" ("Ve boğulmak güzeldir benim için bu denizde").
Sayfa 75
Reklam
(Bu arada, şunu da belirteyim: İtalyanca, yanılmıyorsam, "belirsiz" anlamındaki vago'nun "alımlı, çekici" anlamına da geldiği tek dildir. Başlangıçtaki anlamı "dolaşma"dan yola çıkarak, vago sözcüğü İtalyancada bilinmezlik ve belirsizliği olduğu kadar sevimliliği, hoşluğu çağrıştıran bir hareket ve dönüşüm fikrini içerir.)
Sayfa 71
Kesinlik
Eski Mısır uygarlığında kesinliği, ruhların tartıldığı terazinin kefesinde dara olarak kullanılan bir tüy simgeliyordu. Bu hafif tüyün adı, adalet tanrıçasının adıyla aynıydı: Maat. Maat'ı gösteren hiyeroglif, aynı zamanda uzunluk birimini -standart tuğlanın 33 santimetrelik uzunluğunu- ve flütün temel tonunu gösteriyordu.
Sayfa 69
Gündelik yaşamda zaman, cimrice kullandığımız bir zenginliktir. Edebiyatta ise zaman, rahatça ve kaygısızca kullanabileceğimiz bir zenginliktir: Amaç, önceden belirlenmiş bir varış çizgisine en önde varmak değildir; aksine, zamanı tutumlu kullanmak, zamandan ne kadar tasarruf edersek, o kadar zaman harcayabileceğimiz için iyi bir şeydir. Üslup ve düşüncenin hızlı olması demek, her şeyden önce kıvraklık, hareketlilik, umursamazlık demektir; hepsi de, konu dışına çıkmalara, bir konudan ötekine atlamaya, ipi yüz kez yitirip yüz dolambaçlı yolu dolaştıktan sonra yeniden bulmaya hazır bir yazıyla uyuşan nitelikler.
Sayfa 58
Hızlılık
... ben her şeyin hayal gücüne bırakıldığı ve olguların arka arkaya dizilişindeki hızın kişiye bir önlenemezlik duygusu verdiği yalın özetin etkisini daha güçlü buluyorum.
Sayfa 47
Reklam
Hafiflik
Benim için hafiflik, belirsizliği ve şansa bırakılmışlığı değil, kesinliği ve belirginliği çağrıştırıyor. Paul Valéry'nin dediği gibi: "Il faut être léger comme l'oiseau, et non come la plume" ("Kuş gibi hafif olmalı, tüy gibi değil").
Sayfa 29
Kesilmiş başa gelince, Perseus onu bırakmaz, bir çuvalın içinde saklı başı yanında taşır; düşmanları onu alt etmek üzereyken, Perseus'un yılanlı saçı kaldırıp göstermesi yeterli olur ve bu kanlı ganimet, kahramanın elinde yenilmez bir silah haline gelir. Perseus'un ancak en aşırı durumlarda ve yalnızca kendi kendisinin heykeline dönüşme cezasını hak edenlere karşı kullandığı bir silah. Bu noktada mit kesinlikle bir şeyler anlatıyor bana, imgelerin dolaylı olarak ilettiği ve başka türlü açıklanamayacak bir şeyler. Perseus, saklı tutmak suretiyle o korkunç yüze hükmetmeyi başarır, tıpkı daha önce aynadaki yansımasına bakarak onu alt ettiği gibi. Perseus'un gücü, hep doğrudan bakışın reddinde yatar; ama yaşamak durumunda kaldığı canavarlar dünyasının gerçekliğini reddetmede değil: Bu gerçekliği yanında taşır Perseus, kendi yaşamının bir parçası olarak benimser.
Sayfa 18
Kırk yıl kurmaca yapıtlar yazdıktan, değişik yollar keşfedip, çeşitli yazınsal deneyler gerçekleştirdikten sonra, bir bütün olarak yapıtımın tanımını araştırma vakti geldi benim için; şunu öne sürebilirim: Çalışma yöntemim çoğunlukla ağırlığı azaltma yönünde oldu. Ağırlığı kaldırmaya çalıştım, kimi zaman insanlardan, kimi zaman göksel cisimlerden, kimi zaman kentlerden; her şeyin ötesinde, öykülerin yapısında ve dilinden.
“Gündelik yaşamda zaman,cimrice kullandığımız bir zenginliktir.”
“Kuş gibi hafif olmalı,tüy gibi değil.”
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.