“Ben... ben yalnızca insanın böyle anlarda ölenle birlikte ölmeyip hayatta kalabilmesini... ertesi sabah dişlerini fırçalayabilmesini, kravatını bağlayabilmesini anlamıyorum...”
Selaaaam, yine bir caaaanım Zweig kitabıyla geldim. Bu okuduğum beşinci kitabı ve Zweig okumaya başlamak durmaksızın tüm kitaplarını bitirmek istemek demek bence :)) Ben şimdilik araya başka kitaplar ekleyerek ilerliyorum.
Pekiii gelelim kitabımıza, Amok koşucusu nedir sizce ?
Bu kitabı okumadan önce asla bilmediğim ve aslında güncel olaylardan tahmin edeceğimiz bir şey. Bir tür kriz durumu diyebilirim. Hani şu haberlerde gördüğümüz kişinin kendini kaybetmesiyle üç dört kişiyi öldürüp en sonunda da kendini öldürmesi gibi bir şey. Bilincin devre dışı kalıp yaşanan olaylar silsilesi. Kitapta da bu hale gelen bir doktor var ve bu hale gelmesi; bir kadına ilgi duyması, ondan etkilenmesiyle başlıyor. Daha sonra olan şeyler ise bana; bir insan kendini bu kadar görmezden gelmemeli dedirtti. Ama tabii ki adamımız normal değildi. Ne diyebilirim ben Zweig hayranıyım zaten ve elbette kitabı sevdim. Psikolojik tahlilleri efsane olan yazarı tavsiye etmeden duramam. :))
“Bu kadının benden daha güçlü olduğunu, irademe istediği gibi hükmedebileceğini daha ilk andan itibaren hissetmiştim.”