An Unquiet Mind kitaplarını, An Unquiet Mind sözleri ve alıntılarını, An Unquiet Mind yazarlarını, An Unquiet Mind yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herhalde herkes kendi derdinde olduğundan, kendi dünyaları ile dolu olduklarından, çaresizlik içinde kıvranan biri eğer acılarını sergilemeyip saklamaya çabalarsa, kimsenin dikkatini çekmiyor.
Lityumu Yaşamınıza Kibarca Kabul Etmenin Kuralları:
1. Yemeğe misafiriniz olduğunda ya da yeni bir aşık edindiğinizde ila. dolabınızı boşaltın.
2. Ertesi gün lityumu yeniden dolaba koymayı unutmayın.
Zaman sindirmiyor kederi; hepiniz yalan söylediniz
Zamanla sızıların diner dediniz.
Özlüyorum onu yağmur ağladığında;
İstiyorum onu deniz çekildiğinde;
Eski karlar eriyor her dağın eteğinde,
Geçen yıla yaprakları tütüyor ağaçların altında;
Oysa geçen yılın acı sevişmeleri kalbimde
Yığılmış durmakta, sürüyor düşüncelerim de.
Yüzlerce yer var, korkuyorum gitmeye
Öylesine dolular onun sesiyle, her şeyiyle,
İçim rahat girdiğimde serin sakin bir yere
Adımını atmadığı, güneşin vurmadığı yüzüne,
"Burada hiçbir anı yok ondan kalan," diyorum
Ve bir tokat çarpar gibi yüzüme, onu hatırlıyorum.
Manik-depresyon insanın duygudurumlarını ve düşüncelerini çarpıtıp saptırır,inanılmaz davranışlara iter, akılcı düşüncenin temellerini yok eder ve ne yazık ki çoğu kez yaşama istek ve iradesini erozyona uğratır. Köken olarak biyolojik bir hastalık olmasına karşın,psikolojik miş gibi yaşanır; insana avantaj ve keyif de sağlayabilmesi açısından benzeri olmayan bir hastalıktır ama peşinden nerdeyse dayanılmaz acılar getirir ve sık sık intiharla sonuçlanır.
Kay Redfield Jamison'un anı/biyografisi eseri.
Manik -depresif rahatsızlığının gelişimlerini, akademisyenlik yolundaki süreçte olumlu olumsuz katkılarını dile getirmiş.
Aile hayatı, askeri yaşamdaki disiplin ve bunun baskısı bunu reddeden bir beyin , durdurulamayan bir zihin, yoğun ve farklı alanlarda çalışmalarla frenlenmeye çalışılmış.
Hastalığının farkında olan ve bunun üzerine de çalışmalar yaparak kendi hastalarında da deneyimleyerek bu konuda akademik kariyer yapmış biri.
Bu süreçte yaşamış olduğu sorunları, duygudurum bozukluklarını, ailesinin yaklaşımı ve eşinin bu durumu , kendisinin de psikoloji alanında uzman olmasına karşın, bir süre sonra kabullenemeyişi ve ayrılmaları, aile içindeki yansımalarını örnek olmuş.
Akademik kariyer aşamalarında tanıştığı akademisyenlerle olan yakinliklari ve onların bu hastalığı fırsata çevirmesine yardımcı olmaları ilerlemesini kolaylaştırmış.
Yaşadığı aşkı ve onun da hastalığı iyileştirici etkisi konusu da dile getirilmiş.
Minik-depresif hastalığı kalıtsal olup, çocuğa da geçebilen bir hastalık. Bunun için kullanılan Lityum ile ilgili önyargıları, yan etkileri ve kullandığında ve kullanmadigindaki durumları açıklayarak anlatmış. Bu zorlu hastalık sürecinde intihar etme durumları da hastalığın tehlike boyutu.
Bir psikolojik hastalığın insanı aile, çevre, akademik, duygusal olarak nasıl etkilediğini ve buna bütün bu çevrenin nasıl tepki verdiğini, nelerle karşılşılabileceğini edebi ve psikolojik bir dil karışımıyla, biyogrofiden çok hikayemsi bir tarzda kaleme almış.
Akıcı bir anlatımı var, psikolojik terimlerle boğulmamış eser.