Kabartmalı çiniler Selçuk mimarisinde çok enderdir. Bunlar özellikle kitabeler, yazılar için kullanılmıştır. Daha az olarak bitkisel desene rastlanır. Bu güne kalan örneklerin çoğu lahitler üzerinde yer almaktadır.
Çini hamuru yumuşakken üstüne kalıpla şekiller kabartma teşkil edecek şekilde basılır. Aynı kabartma desen etrafı kesilerek de çıkarılabilir. Çini pişirildikten sonra üzeri tek renk krem, firuze, lacivert, mor veya yeşil sırla sırlanarak tekrardan fırınlanır. Daha etkili, lacivert zemin üzerine beyaz kabartma sülüs yazılı bir cinsi de vardır. Bunlarda çiniye beyaz astar çekildikten sonra kabartma yazılar şeffaf renksiz sırla, çukurlar lacivert sırla sırlanır ve fırınlanır. Sivas I. İzzeddin Keykavus Türbesi cephesinde (1219-20). Konya Alaeddin Camii'ne bitişik il. Kılıç Arslan Türbesi lahdinde (12. yüzyıl sonu) bu çeşit kabartmalı, sülüs yazılı çiniler kullanılmıştır.
Tek renk firuze, yeşil sırlı kabartmalı çiniler yine özellikle lahitlerde görülür.
Konya Alaeddin Camii'ne bitişik Il. Kılıç Arslan Türbesi (12. yüzyıl sonu), Konya Sahip Ata Türbesi, Konya Mevlana Türbesi lahitlerinde bu çeşit çini kaplama görülür.
İnsan figürü Anadolu'da ender olarak sadece büst veya rozet şeklinde canlandırılarak ay ve güneşi sembolize eder. Çoğunlukla ay ve güneş bir arada kullanılır.
Cizre Köprüsü'nde insan büstü arslan üzerinde güneşi, boğa üzerinde ise ayı canlandırır. Sivas Keykavus Darüşşifası'nın ana eyvanının kemer köşeliklerinde, birer ay ve güneş rozeti içinde, çok harap durumda, uzun örgülü saçlı başlar yer alır. (1217) Etraflarına dağılmış daha küçük dörder rozetinde başka gezegenleri sembolize ettiği kanısındayız.
Büyük Selçukluların saf tuğla yapılarına karşılık Anadolu'da az sayıda tuğla türbe dışında tuğla yapı yoktur. Taş eserlerde tuğla yardımcı malzeme olarak yer alır. Minare, kubbe, kasnak, kemer, tonoz gibi unsurlarda tuğla kullanılır. Tuğla bezeme İran'la kıyaslandığında daha sadedir, alçı ve terrakota baskı bezeme ile birlikte değerlendirilmez.
Tuğlaların daha dekoratif bir düzenle işlendiği Harput Ulu Camii, Erzurum Tepsi Minare, Konya Zemburi Mescidi, Akşehir Taş Medrese, Kırşehir Caca bey Medresesi örneklerinde çapraz, zikzak, diyagonal, balıksırtı veya örgü ağ kullanılır. Bu örgüler tuğlaların istenilen kompozisyonu sağlamak üzere di zilişi ile sağlanır. Bazı örneklerde sırlı tuğla veya kabaralar, tuğlalar arasına bir desen meydana getirecek şekilde yerleştirilir. Çok zaman kaide kısmındaki tuğla örgü ile gövde arasındaki desen veya örgüler fark edebilir.
Tuğla Anadolu'da iki şekilde kullanılır. Birinci kullanış yolu yapısal niteliğin ağır bastığı tuğla örgülerdir. İkinci kullanılış durumu kesme tuğla kaplamalardır. Kaplama ile özellikle geometrik örgüler gerçekleştirilir. Bu tür bezemeler için özel tuğlalar hazırlanır.
Sırlı tuğla, tuğlanın firuze, patlıcan moru, lacivert sırla kaplanıp fırınlanması ile elde edilir. Genellikle tuğlanan dar ve uzun yüzü sırlanır. Bu şekilde hazırlanan sırlı tuğlalar gereğinde isteğe göre kesilebilir ve yan yana getirilerek de koratif düzeyler sağlanır. Genellikle Selçuk devri sırlı tuğlalarında silis oranı yüksek, iyi
Anadolu dışında Türk İslam sanatına ait bilinen en erken minyatürler, büyük olasılıkla Zengiler'den I. Nureddin Arslan Şah'ın emriyle Musul'da yazılıp resimlendirilen, Yunanlı yazar Johannes Grammatikos veya Pseudo Gale
nos'un Kitab Al-Tiryak (Panzehirler Kitabı) adlı eseridir. Eser hekim Andro makos'un maceralarını anlatır. 12. yüzyıla ait iki kopyası vardır. Kitab Al-Tiryak'ın Paris Milli Kütüphanesi'nde bulunan kopyasında 1199 tarihi verilir (M.S. 2964). Bu minyatürlerde saray ileri gelenleri, kadınlar tamamen Selçuk el sanatlarında rastlanan stilde canlandırılmıştır.