Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anadolu'da İslamiyet

Franz Babinger

Anadolu'da İslamiyet Sözleri ve Alıntıları

Anadolu'da İslamiyet sözleri ve alıntılarını, Anadolu'da İslamiyet kitap alıntılarını, Anadolu'da İslamiyet en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dinî tarihin mevzu olacağı bu takririmizde siyasî tarihten bir nebze olsun bahsetmek caiz değildir. Bununla beraber bahsin heyet-i umumiyesini anlamış olabilmek için sadece şu keyfiyeti hatırlatmak icabeder ki, onuncu asrın ortalarında bu Türkmen boyları heyeti, Selçuk isminde birinin riyaset ve kumandası altında Türkis­tan’dan Buhara’ ya hicret etmiş ve orada rivayetin beyanına göre 956 senesin­de İslâm dinini kabul etmiştir. Kendisinin bundan evvel hangi dine salik ol­duğu hiçbir yerde zikrolunmuyor. Fakat, şu kadarı kat’iyyen muhakkaktır ki, bundan sonraki ilk kırk sene içinde, ilk defa olmak üzere Nişabur camiinde Tuğrul Bey namına hutbe okunduğu 1037 tarihinden itibaren Selçuklar bü­tün İran, el-Cezire, Irak, Suriye ve Anadolu’ya hakim olmuşlardı ve ortada mevcut bütün devletleri süpürmüşler, Hindistan hudutlarından Akdeniz sa­hillerine kadar yayılıp uzanan bir saha üzerinde saltanat tesis etmişlerdi.
Sayfa 13 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Vaktiyle Konya acem manevî hayatının ve edebî faaliyet ve ikdamâtının merkez ve mihrakı olduğu gibi, Osmanlı hakimiyeti zamanında da Bursa, bi­lahare Edirne, hatta İstanbul İranlı şeyh ve şairler için bir mecme olmuştu. Osmanlılarda şiir ve umumiyetle inşa şevk ve ateşi İrânî misallerden nur ve hararet almaktaydı. Manzum olarak, o zamanlardan elimize geçen âsârın he­men hepsi doğrudan doğruya Acemce asılların bir taklidi olup, zatî ve yerli olarak hiçbir muhteva arzetmemektedir. O zamanki Osmanlı şairlerinin kafiyeperdazlıklarının bize izhar ettiği şey, baştanbaşa Acem ruhu ve Acem tasav­vurlarıyla dolu mel’abelerdir. Kaba dili dediğimiz kifayetsiz Türkçe bu şaira­ ne edaların fikrî sıklet ve azametine katiyyen uygun gelemezdi. Hatta büsbü­tün değilse bile, yeni fikir ve fevkalhis hayallerin ifadesi için de Farisînin yar­dımına müracaat ediliyordu. Bu suretle Acemce Osmanlı lisanını inhilale uğ­ratmış ve gitgide Arapça ile birlikte ancak son zamanlara muvaffakiyetli tasfiyecilik faaliyet ve gayretlerine maruz kalmış olan garip bir halita vücuda ge­tirmiştir.
Sayfa 21 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Selçukların İslâmiyet’i kabul etmezden evvel hangi dine mutekid olduk­ları meselesi ancak farazî bir surette hallolunabilir. Türk boyları arasında şamanlığın yanında Hıristiyanlığın bir şeklinin de mevkiî olduğuna dair muh­telif karineler mevcuttur. İsrail (ki Selçuk’ un oğullarından birinin adıydı), Mikail, Yunus, Musa gibi garip Incilî-Hıristiyan isimlerinin o zamanlar Hıristiyan Kafkas kavimleriyle olan komşuluk ile izah edilebileceği zannedilmişse de, Daniel Chwolson ve Wilhelm Radloff taraflarından meydana çıkanlan nastûrî mezar kitabeleri Semi Reçiye dedikleri Yedi Su eyaletindeki Türk boy­ları arasında Hıristiyanlığın kuvvetle münteşir bulunduğunu vazihan ispat et­mektedir.
Sayfa 15 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Daha ilk Selçukîler zamanından itibaren darülcihad olan Anadolu’ya Türkmen boylarıyla beraber birçok Türkmen “baba”larının, Orta Asya, Harezm ve Horasan sahalarından yesevîye tarikatine mensup dervişlerin, Hora­san sûfîleri dediğimiz melametiye şûbelerine mensup şeyhlerin, Irak, Suriye ve İran’dan türlü türlü akidelere mâlik insanların gelip kısmen -yeni teessüs eden- İslâm şehirleriyle yavaş yavaş İslâmlaşmaya başlayan eski merkezlere yerleştikleri tabiîdir.
Sayfa 44 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
İşte kökünü şüphesiz içeri Asya’dan almış olan bu dervişlik, Selçuklular zamanından beri Anadolu’nun dini hayatı için en manidar bir farika olmuş­tur. Bununla birlikte ve bunun sayesinde Budi, Mani, Hıristiyan ve sair din­lerin tasavvurları yarımadaya gelmişti. Burada ise Bizans Hıristiyanlığı İslâmi­yet’le nevmîdane bir harbe tutuşmuş, çarpışmakta bulunuyordu. Zarurî bir tarzda bu çeşit çeşit dinî manzumelerden memleketin muhtelif akşamında her birinin dinî inkişafına nazaran tabiî yarı bir hususiyet gösteren garip bir halita vücuda gelmiştir. Onun için her şeyden evvel bir defa Anadolu’nun di­nî haritasını yapıp bunda, bugün mümkün olduğu kadar her mezhep ve tari­kat mıntıkalarını tayin ve işaret etmek İlmî tedkikatın esas vazifesi olmak la­zım gelir.
Sayfa 27 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Seyhun sahasından inerek Maveraünnehir ve İran’da bir müddet dolaş­tıktan sonra Bizans serhatlerine gelen ve Selçûkî hükümdar ve emirlerinin azimkâr kumandası altında Anadolu’yu türkleştiren Oğuz Türkmenleri, Kü­çük Asya’nın İslâmî tarihinde şüphesiz en büyük rolü oynamışlardır.
Sayfa 44 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Alman tarihçinin Kurtuluş Savaşı yıllarında eserini yazarken düştüğü not
Bilhassa şu sıralarda Şark-ı karibde muazzam inkılablar oluyor ve Anadolu'nun eski cenk meydanı yeniden, üzerinden akvamın yekdiğerini imha edercesine kesip doğraştıkları bir sahne olmak tehlikesine giriyor. Biz artık Anadolu ovalarında çınlayan silah seslerinin dindiği ve buranın yine milletler arasındaki müsalemetkar rekabete serbestçe açılacağı günün hüluluna temenni edelim!