Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Anarşizm Nedir?

Tayfun Gönül

Anarşizm Nedir? Gönderileri

Anarşizm Nedir? kitaplarını, Anarşizm Nedir? sözleri ve alıntılarını, Anarşizm Nedir? yazarlarını, Anarşizm Nedir? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anarşizm iktidarsızlıktır. Doğru ve yanlış!
“Toplum içinde yöneten, tahakkum kuran iktidarlara karşıdır anarşizm. Öte yandan iktidar sözcüğünün birşeyler yapabilme yeteneği ve gücü, muktedir olmak gibi bir anlamı daha vardır. Özgür irade, harmoni, özyönetim, adalet, eşitlik, karşılıklı yardımlaşma ve gönüllü katılım ilkelerine dayalı bir toplumun "muktedirliği" bugünküyle kıyas kabul etmeyecektir.”
Kaos Yayınları
Anarşi kargaşa mıdır?
“Hayır! Anarşi harmonidir, insanların özgur iradelerinden kaynaklanan gerçek düzendir. Tahakkumcu duzenler ise insanların içsel itkilerine karşı dayatılır, her zaman başkaldırıları ve kargaşayı içinde taşır, sık sık karşılaştığı iktidar boşluklarında ise otoriteye karşı koyunlaştırılmış, diğer insanlara karşıysa kurtlaştırılmış insanlar aracılığıyla gerçek bir kargaşaya gebedir. Bunun en somut örneği milyonlarca insanın can verdiği savaşlardır.”
Kaos Yayınları
Reklam
Anarşistlerin "proletarya diktatörlüğü"nün baskıcı ve tahakkümcü niteliğine ilişkin öngörüleri doğrulanmıştır.
Kaos Yayınları
“Anarşizm politik bir hareket olarak İspanya yenilgisiyle ortadan kalkar. Ama anarşist fikirler çok değişik kanallarda yollarına devam ederler. Öyle ki, anarşist literatür resmi ideolojilere ve despotizme karşı mücadele eden herkes için bir cephaneliktir. Bu arada anarşizm adına veya değil, tahakkum eleştirileri iyice derinleşir. Sosyalizm alanını işgal eden resmi Stalinist partilere karşı içten içe hoşnutsuzluk gelişir, anarşist duyarlılıkla çelişmeyen ama tahakkume karşı kısmi mucadeleyi öngören anlayışların nuveleri oluşur. (Ekoloji hareketi, feminizm, bari hareketi, eşcinsel hareket, ırkçılığa karşı mucadele hareketleri vs.)”
Kaos Yayınları
Pyotr Kropotkin, Lenin’in bir Alman ajanı olduğunu düşünüyordu.
“I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Kropotkin bir grup arkadaşıyla birlikte bu savaşta yalnızca Alman militarizminin hedef alınmasını isteyen bir bildiri yayınlar. Ona göre Alman militarizminin yenilmesi toplumsal devrime yol açacaktır. Tam bir skandaldır bu! Anarşist hareketin tepkisi çok sert olur. O zamana kadar "anarşizmin peygamberi" olarak nitelendirilen (tabii başkaları tarafından, her düşünceden anarşist arasında çok büyük saygınlığı olan Kropotkin bir anda kendini yapayalnız bulur. Anarşistler de diğer devrimci guçlerle birlikte (Bolşevikler, Spartakistler. Enternasyonal Menşevikler, Sol Sosyalist Devrimciler vb.) savaşan taraflar arasında hiçbir aynım gözetmeden savaşa karşı tavır alırlar.“
Kaos Yayınları
“Anarşist ustaların hiçbirinin hareket içinde resmi bir sıfatı yoktur. Stirner, Godwin, Tolstoy, Proudhon, Bakunin, Kropotkin, Malatesta, Mahno, Durruti, Goldman ve diğerlerinin hiçbiri ne başkan, ne sekreter ne de sözcüdür. Bu kişiler fikirleri ve eylemleriyle hareket içinde one çıkmışlar ve insanların gönlünde yer etmişlerdir. Anarşistler yalnızca kendi ustalarına değil, butun düşün adamlanına saygı gösterirler. Anarşist yayınlarda sıklıkla Hegel, Marx, Nietzche, Camus, Freud gbi isimlerden alıntılara rastlayabilirsiniz.”
Kaos Yayınları
Reklam
Kropotkin'in bu tasarımı anarşist devrimin başarı kazandığı Ukrayna ve Katalonya-Endülüs'te hayata geçirildi. Çarlığın yıkılmasından sonra Savaş Komünizmi adı verilen, esas olarak Bolşeviklerin komutasındaki Kızıl Ordu tarafından köylünün ürününe zorla el konulması ve işçilerin yiyecek ve diğer temel gereksinimler karşılığı askeri disiplin altında zorunlu çalışma düzenine sokulmasından ibaret uygulamalar, zorunlu ve tek seçenek olarak sunulmaktadır. Oysa aynı zaman dilimi ve aynı koşullarda anarşistlerin egemen olduğu Ukrayna'da gündelik hayatın idamesi sorunu Kropotkin'in öngürdüğü şekilde, özgür komünlerin işbirliğiyle çözülmüştür. Öyle ki, anarşizmin bu başarısı Lenin ve Troçki'yi bir an için duraksatmış ve bu deneyin sonuçlarını izlemek için Ukrayna'yı anarşistlere bırakıp bırakmamayı da tartışmışlardır. Ne ki, Ukrayna Devrimi'nin varlığını sürdürmesinin kendi burokratik iktidarlarını tehdit edeceğinin ayırdına vardıklarında Beyaz Ordu'yu kahramanca durdurarak Rus Devrimi'nin felaketini önleyen Nestor Mahno’nun ve Ukraynalı işçi ve köylülerin üzerine Kızıl Ordu'yu göndermişler ve özgür komünleri tasfiye ederek Bolşevik partisinin bürokratik, baskıcı düzenini kurmuşlardır.
Kaos Yayınları
Kropotkin'in toplum tasarımı anarko-komünizm olarak bilinir. Kropotkin anarşist hareket içinde "herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre" ilkesini ilk savunan kişidir. Kropotkin'in konuyu ele alışından sonra neredeyse anarşist hareketin tumu bu ilkeyi savunur olmuştu. Marksistler tarafından sınırsız maddi üretimin gerçekleşeceği belirsiz geleceğe ertelenen bu komunist ilke. Kropotkin'e göre derhal hayata geçirilmelidir. Paylaşımın bu ilkesi üretimin miktarına bakılmaksızın yaşama uygulanmalıdır, çünkü ahlaklı olmak bunu gerektirir. Kropotkin, ister kapitalist ekonomi gereği, ister devlet zoru, isterse toplum baskısı olarak uygulansın, zorunlu çalışmaya karşıdır. Tembel ve kötü niyetlilere karşı tavrın anarşist düzende nasıl olacağı sorulduğunda, Kropotkin bu soruyu ünlü eseri Ekmeğin Fethi'nde hiç duraksamaksızın şöyle cevaplar: "Eger kesinlikle faydalı herhangi bir gey üreteme yetecek durumdaysan, ya da bunu yapmayı reddediyorsan, o zaman değersiz ve yalnız bir insan olarak yaşa. Eğer yaşamı gereksinimlerini karşılayacak kadar zenginsek bunu sana vermekten mutluluk duyacağız... Bir insansın ve yaşamaya hakkın var."
Kaos Yayınları
Mihail Bakuni'nin tahminleri tarih tarafından doğrulandı.
Bakunin'in toplum tasarımı anarko-sosyalizm diye de anılır. Pastoral bir hayat düşleyen Proudhon'un aksine Bakunin bir endüstriyalisttir. Proudhon gibi kapitalist mülkiyet ile bireysel özel mülkiyet arasında aynım yapmaz. Zaman içinde küçük özel mülkiyetin tasfiye edilerek üretimin bütünüyle kolektif bir nitelik kazanacağını savunur. Özel mülkiyetin tümüyle kaldırılarak ürünlerin "herkese emeğine göre" ilkesi çerçevesinde dağıtılmasını savunur. Mutlak eşitliğe karşıdır. Ona göre eşitlik fırsat eşitliğidir. Buraya kadar görüşleri Marx'çı sosyalizmle uyum içindedir. Ancak Marx bütün bu ekonomik sürecin proletarya partisinin yönettiği bir devlet bürokrasisinin denetiminde olması gerektiğini söylerken (proletarya diktatörlüğü) Bakunin buna şiddetle karşı çıkar. Eğer kapitalist özel mülkiyet kaldırılacak, herkes yaşamını emeğiyle sürdürmek durumunda kalacaksa, proletarya kimin üzerinde diktatörlük uygulayacaktır?
Kaos Yayınları
“Anarşistler ahlâki olarak, tahakküme maruz kalan her insanın kendini ve kişiliğini savunmak için şiddet kullanma hakkı olduğunu kabul ederler. Bu bağlamda terörizmi halka yönelmediği sürece kınamazlar. Ancak, toplumsal devrimi hedefleyen örgütlü bir anarşist hareket bireysel terorü reddeder, hedefleri adalet ilkelerine göre çok iyi saptanmak, zamanlaması ve dozu genel toplumsal devrim hedefine uygun olmak koşuluyla şiddeti politik bir yöntem olarak benimserler.”
Kaos Yayınları
Reklam
“Terörist anarşistler bile şiddeti yüceltmezler. Emile Henry'nin mahkemede kendisine "ellerin kan içinde" diyen hakime verdiği cevap ilginçtir. "Hayır, ellerim temiz" demez; "Aynen sizin cüppeniz gibi" diye cevaplar. Yapılan iş ayna tutmaktır. Terörist anarşistler eylemlerinin gerekçesini, burjuvazinin güç tekeline karşı denge oluşturmak olarak açıklarlar. Gene Emile Henry'nin deyişiyle, "burjuvazi savunmasız grevci işçilerin üzerine ayrım gözetmeksizin ateş açabiliyorsa, bunun sonucunun eğlendiği restoranda patlayan bir bomba olabileceğini de hesaba katmak zorunda olmalıdır" Amaçları sınıf mücadelesi içerisinde ezilen sınıflara moral destek sağlamaktır. Oysa yaşananlar bu tür silahlı küçük eylem gruplarının organize devlet karşısında hiçbir şansı olmadığını ve böylesi devrimci terör gruplarının her yenilgisinin ezilenlerde derin moral bozukluklarına yol açtığını göstermiştir.”
Kaos Yayınları
Nerede bir barikat varsa Bakunin oradadır.
“Anarşizmin Avrupa çapında bir hareket olarak örgütlenmesinde büyük katkıları olan Bakunin, Brotherhood (Kardeşlik) adını verdiği 160'tan fazla örgüt kurmuştur. Nerede bir barikat varsa Bakunin oradadır. Bakunin'in anarşizm çerçevesinde açıklanamayacak ilişkileri de vardır. Bunlardan biri de Rus teroristi Neçayev'le kurduğu karanlık ilişkilerdir. Ancak bunu hayatını sosyal devrime adamış bir devrimcinin surçmelerinden biri olarak algılamak gerekir. İş yapan hata da yapar. Şiddet taraftarı olarak bilinen Bakunin'in taraftar olduğu şiddet bireysel terör eylemleri değil, devrim için ayaklanan yığınların devleti yıkmak için zorunlu olarak kullanmak durumunda kalacakları şiddetti. Buradaki şiddet savunusu, yeni bir toplumsal düzeni amaçlayan herhangi bir toplumsal güçten, örneğin sosyalistlerden, milliyetçilerden hatta despotizme karşı demokrasiyi hedefleyen liberallerden farklı argümanları içermez. Kimse liberalizmle terörizm arasında anarşizmde olduğu gibi paralellikler kurmuyor.”
Kaos Yayınları
Burjuvaziye zor kullanmak dışında alternatif yoktur.
Proudhon ve Kropotkin toplumsal devrimden yana düşünürlerdi ve devrimin kansız olamayacağının bilincindeydiler. Ama gene de örneğin Proudhon'un politik devrimi reddetmesinde şiddetten duyduğu tiksinti ve politik olmayan bir devrimin şiddetsiz gerçekleştirilebileceği umudu yatar. Bütün anarşistlerin bağlandığı "genel grev" efsanesi kansız devrim hayalinden köken alır. Anarşizmin yıkıcı yönüne en fazla vurgu yapan, bu yüzden de en fazla şiddet taraftarı olarak bilinen Bakunin bile bu konuda şöyle diyor: "Kanlı devrimler genellikle zorunludur; insanoğlunun aptallığına teşekkürler, bu zorunlulukta şeytani, devasa bir şeytani yan, büyük bir felaket gizli; yalnızca kurban açısından değil, aynı zamanda uğruna gerçekleştirildiği amacın saflığı ve mükemmelliği açısından da bu böyle."
Kaos Yayınları
Her devletin kuruluşunda kan vardır, başka türlü de olamaz.
“Anarşizmle terörizmi eşitleyenlere de bir cevap verelim. Anarşist duyarlılık genel olarak şiddetten tiksinmeyi gerektirir. Çünkü tahakkümün ancak şiddetle yürütülebileceğinin farkındadır. Nitekim Tolstoy, Thoreau ve Gandi çizgisi şiddete karşı metafizik boyutta ve mutlak bir tutum alır. Kendilerini zaman zaman anarşist olarak ifade eden ve devlet siz bir yaşam tasarladıklarından öyle de olan bu çizgi "pasifizm" olarak anılır. Anarşizm dışında hiçbir modern politik akımın içinde böyle bir pasifizme yer yoktur, çünkü politik akımların tümü iktidarı hedefler ve şiddet uygulamayan bir iktidar mümkün değildir. Olsa olsa bu politik akımlar iktidar yürüyüşlerinde bazı pasifist yöntemleri temleri kullanabilirler. Hal böyle olunca bu bayların, bir kanadı pasifist olan bir hareketi nasıl terörle özdeşleştirdiklerine insan hayret ediyor. Diyebilirler ki biz şiddetin yasalar çerçevesinde uygulanmasından yanayız, bu terör değildir Yasalar çerçevesinde! Oysa biz biliyoruz ki her politik güç devlet haline gelmeden, yani kendi iradesini insanlara yasa olarak dayatmadan evvel yasadışıdır. Her devletin kuruluşunda kan vardır, başka türlü de olamaz. Yeni bir devlet kurmak için eskisini yıkmak gerekir.”
Kaos Yayınları
“Mülkiyetin yerine zilyetliği öneren Proudhon, "toplum sözleşmesi" yerine de bireyler arasında "özgür sözleşmeyi" öneriyordu. Böylece toplum, merkezi devlet tarafından otoriter kurumlar aracılığıyla yukarıdan aşağıya örgütlenmeyecek, özgür sözleşmeler aracılığıyla bir federasyon olarak örgütlenecekti. Besançon'dan Lyon'a giden Proudhon burada işçi sınıfıyla tanıştı. Onların geliştirdiği "karşılıklı yardımlaş ma" (mutual aid) ilkesinden etkilendi, aile işletmelerinin zorunluluğunu savunmaktan vazgeçti.“
Kaos Yayınları
133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.