Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dini ve Felsefi Açıdan

Anlamın Doğası

Fatih İbiş

En Beğenilen Anlamın Doğası Gönderileri

En Beğenilen Anlamın Doğası kitaplarını, en beğenilen Anlamın Doğası sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Anlamın Doğası yazarlarını, en beğenilen Anlamın Doğası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sapere Aude!
"Aklını kendin kullanmak cesaretini göster."
Sayfa 120 - Kant
Wittgenstein
Yalnız başına duran hiçbir cümle yoktur. Çünkü cümle dediğim şey, bir dildeki bir oyun pozisyonudur.
Sayfa 83
Reklam
Aydınlanmanın bir önyargısı vardır ki esası şudur: Aydınlanmanın temel önyargısı önyargının kendisine karşı bir önyargıdır.
Sayfa 114
Ünlü dilbilimci Saussure dil ve düşünce arasındaki ayrılmaz bütünlüğü şöyle bir örnekle açıklar: "Dil bir kağıda da benzetilebilir; düşünce kağıdın ön yüzü, ses ise arka yüzüdür. Kağıdın ön yüzünü kestiğinizde ister istemez arka yüzünü de kesmiş olursunuz. Dilde de durum aynı; ne ses düşünceden ayrılabilir, ne de düşünce sesten. Bunun sonucunda da salt ruhbilim ve salt sesbilim alanına girilmiş olur."
Sayfa 16
Dünya ve dünyadakiler bi zâtihi anlam taşımazlar. Zira anlam dış dünyada bulunan değil, insan tarafından bir yorumla bu dünyaya yüklemlenen bir değerdir.
Schleiermacher;
Kapsamlı bir araştırma sürecinin dışında oluşan gerçek bir anlama yoktur.
Sayfa 99
Reklam
Wittgenstein
Üzerinde konuşamadığımız şey hakkında susmak zorundayız.
Sayfa 80
Anlam, söylemlerimizin söylediklerine yöneldiği kadar, söylemlerimizin söylemediklerine de yönelir... Anlam söylenen kadar aynı zamanda söylenmeyenin de çağrısıdır.
Sayfa 71
Varlık itibariyle önce mana sonra madde gelir. Mana maddeye tekaddüm eder.
Bir şeyi taallüm yoluyla bilmekle tasavvurla bilmek arasında fark vardır. İlim taallüm aracılığıyla bilindiğinde zâtı itibariyle bilinmiş olurken, tasavvur aracılığıyla bilindiğinde suretiyle bilinmiş olur, ki bunların birincisi zihni varlığın asili olurken, diğeri hârici varlığa bağlı olarak zıllı, gölgesi olmaktadır.
Sayfa 30
Reklam
George Berkeley, bilinçli olmadıkça duyu verisinin kaynağı olarak nesnenin kendi başına varlığını kabul etmez...Örneğin bir masanın üzerinde duran iki kalem varsa bunlar varlıklarını bunları algılayan bir öznenin varlığına borçludur. Zira kalemleri ayrı ayrı atomların gelişigüzel yığılmış şekilleri olarak değil de her bir kalemi kullanışlı ve anlamlı birer bütün olarak gören zihindir...
Sayfa 48
Sözsüz Tabiî Delâlet:
Sözcük olmaksızın herhangi bir şeyin tabiatı gereği bir manaya olan delâletidir. Maşukunu gören aşığın tabiî olarak yüzünün kızarması gibi.
Sayfa 64
seeing - seeing as
Bir şeye değer yüklemek, o şeyin salt görülmesi değil, o şeyin artık bir şey olarak görülmesidir. Wittgenstein bu durumu "görmek" ile "olarak görmek" şeklinde iki farklı görme deneyimi olarak kategorilendirir.
Sayfa 56
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.