Annelik Oyunu Bitti sözleri ve alıntılarını, Annelik Oyunu Bitti kitap alıntılarını, Annelik Oyunu Bitti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yoksa iyilik, arınma diye bir şey yok muydu, biz dünya sürgünlerinin çektiğimiz aşk özlemi gibi bir şey miydi, iyiliğe arınmaya duyduğumuz bu dinmez özlem...
"Artık insanlar öylesine yalnız, öylesine yaralı ki, birbirlerine âşık oldukları için değil, yaralarını sardırmak, ya da en azından bir süre için acılarını unutmak için birlikte oluyorlar...Pansuman için yani. Kimin yarası önce kapanır gibi olursa o terk ediyor önce bu hazin yuvayı..."
Son zamanlarda artık çok kimse ne kadar istese de sevdiğini, dostunu ya da arkadaşını uzun süre kalbinde tutamıyor. Çünkü bu yetenek, bu duyarlılık artık pek kalmadı kimsede.
Artık insanlar öylesine yalnız, öylesine yaralı ki, birbirlerine âşık oldukları için değil, yaralarını sardırmak, ya da en azından bir süre için acılarını unutmak için birlikte oluyorlar...Pansuman için yani. Kimin yarası önce kapanır gibi olursa o terk ediyor önce bu hazin yuvayı...
Kendimizden kurtulamayıp bir başkasının kalbinde yaşamaz, ya da başkasını kalbimizde kalbimizde yaşatamazsak ve sadece kendimizle kalırsak önümüze gelene uluorta duygularımızı anlatırız. O kişiyi ne denli çok sevdiğimizi, ne çok özlediğimizi, hiç uyumadan sabahlara dek onu ne çok düşündüğümüzü...
Sevgimizle ilgili söylediğimiz her şeyin sevgimizi azalacağını içten içe hissederiz ama yine de söyleriz, başka çaremiz yoktur sanki, söylemezsek hepten unutulacağımızdan korkar, kimsenin bizim içimizde olup biteni, çektiğimiz acıları anlamayacağını sanırız. Oysa bunları konuştukça daha da batarız...
"Artık insanlar öylesine yalnız, öylesine yaralı ki, birbirlerine âşık oldukları için değil, yaralarını sardırmak, ya da en azından bir süre için acılarını unutmak için birlikte oluyorlar...Pansuman için yani. Kimin yarası önce kapanır gibi olursa o terk ediyor önce bu hazin yuvayı..."
Evet, onun sevgisi güçlüydü ama, karşılığını bulabilmesi için bu gücü içine alabilecek cesaret ve saflıkta bir insana ihtiyacı vardı. Ama bulamıyordu bu insanı. Parayı özgürlük duygusu, güvenceyi ise gençlik arzusu yerine kovanların dünyasında bu bir talihsizlik sayılabilirdi; ama yine de içinde bir umut barındıran bir talihsizlikti bu. Oysa kendisinin talihsizliği içinde hiçbir umut barındırmıyordu. Ne bu dünyada, ne de başka dünyalarda...
Boğuluyorum anlıyor musun, bu kokuşmuş, bu adaletsiz sistemden, bu mülkiyet ilişkilerinden tiksiniyorum. Görmüyor musun çevremizdeki her şey ne kadar sahte, kötü, boktan bir oyun oynuyor, biz de bu oyunun figüranlarıyız.
Bu ülkede insanlar niye başkaldırmıyor, biliyor musun? Çünkü herkes rol yaptığını çok iyi biliyor. İnanmadığı, ama inanmış gözüktüğü rollerini sürdüren ve asıl kişiliklerini saklayan insanlar hiç başkaldırabilir mi, söyler misin bana? Hiç varolmayan kişi isyan edebilir mi? Kimin için isyan edecek, gölge kişiliği için mi yoksa oyundaki rolü için mi?
"Artık insanlar öylesine yalnız, öylesine yaralı ki, birbirlerine âşık oldukları için değil, yaralarını sardırmak, ya da en azından bir süre için acılarını unutmak için birlikte oluyorlar...Pansuman için yani. Kimin yarası önce kapanır gibi olursa o terk ediyor önce bu hazin yuvayı..."
"Artık insanlar öylesine yalnız, öylesine yaralı ki, birbirlerine âşık oldukları için değil, yaralarını sardırmak, ya da en azından bir süre için acılarını unutmak için birlikte oluyorlar...Pansuman için yani. Kimin yarası önce kapanır gibi olursa o terk ediyor önce bu hazin yuvayı..."