Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Antropolojik Açıdan Şiddet

Kolektif

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
" ...devlet yetkililerine karşı şiddete başvuran göçmenlerin çoğunlukla şiddet stratejilerinin ters tepmesi halinde dayanak alabilecekleri belirli bir refah düzeyine ve kaynaklara sahip olanlar olduğudur. Tümüyle yoksul düşmüş olanlar kesinlikle şiddet yoluyla çözüm arayışının riskinden kaçınırlar, devlet kaynaklarından yararlandırma kararlarında hayli kaprisli davranabilen yetkililere maddi bağımlılıkları o denli büyüktür (E. Marx 1976) "
Sayfa 18
" Şiddet eğer alkol eşliği olmadan uygulanabiliyorsa, o zaman alkolle ilişkili şiddete alkolün neden olması gerekmez. Bu yaklaşımı yararlı görüyorum ve bundan yola çıkarak iki soru soruyorum. Birincisi neden alkolün de kullanılmakta olduğu belirli sosyal ortamlara (olaylara) şiddet uyarlı görülür? İkincisi de neden alkol bu durumların uygun eşlikçisi olarak düşünülür? "
Sayfa 31
Reklam
" Tecavüz amaç değil araç olabilir; kurmak için "yıkmak" üzere zora başvurulabilir. Zor kullananlar, düzene zarar vermeyi değil, düzeni arındırmayı, düzeltmeyi, frenlemeyi, yeniden kurmayı veya restore etmeyi istiyor olabilirler. Bizim kültürümüz amaç olarak şiddeti kınar, ama araç olarak şiddeti mazur görebilir veya meşru bulabilir. Böylelikle boksörler arasındaki yumruk dövüşü, kavga eden iki kişi arasındaki yumruk dövüşünden daha az tecavüzkârdır. İlkinde maçı kazanmak ve ekmeğini kazanmak için bir başkasına zarar verme vardır, ikincisinde ise bir başkasını "sadece incitmek istemek" vardır. Bir cerrahın kullandığı bıçak, bir katilin kullandığı bıçaktan daha az tecavüzkârdır; polisin kullandığı zor, eşkiyanın kullandığı zordan daha az tecavüzkârdır. Genellikle, "meşru" şiddetin, "gayrimeşru" şiddete göre daha sınırları belli, formel olarak daha organize ve düzenlenmiş olduğu söylenir. Böylesi bir değerlendirme karşısındaki problem elbette ki şudur: İnsanlar araç ve amaçlar hakkında, meşruluk hakkında, kullanma yetkisine sahip olanların kullandığı zorun doğru derecede ve çeşitten olup olmadığı hakkında fikir birliği içinde olmayabilirler. "
Sayfa 44
" Alkol durumlarının önemi, iki taraf arasında, onsuz herhangi bir mesajın iletiminin tamamen imkânsız olacağı bir ortak anlayış zemini sunmasıdır. "
Sayfa 32
" Bizim şiddet olarak gördüğümüz kimi eylemlerin başka kültürlerde daha farklı anlaşılabildiği olgusu, "şiddet"in sosyolojik açıdan 'YARARLI' bir eylem sınıflaması olup olmadığına ilişkin kuşkuları açıklar (Heelas 1982). Bununla birlikte konu hakkında önyargı beslemek istemiyorum; belki de ileride belirli bir evrensel "ortak" anlayış düzeyi keşfedilebilir. "
Sayfa 12
" Sosyal çevreyi dönüştürme aracı olarak (araççı amaç) ve kilit sosyal fikirlerin önemini gösterme aracı olarak (ifade amacı) şiddet son derece etkili olabilir. Öyle ki geniş bir yelpazede yer alan hedefleri ve hırsları gerçekleştirmek için duyulan arzu, şiddet edimlerinin uygulanması için yeterli koşuldur. ... Kişinin sosyal konumunu yükseltmenin yolu olarak rakiplerine fiziksel zarar vermesi stratejisi gerçekten de "doğal bir sosyal deneyim" olarak alınabilir; buna bir de silahların ve başka gereçlerin bu stratejiden elde edilecek sonuçları kat kat arttırabileceği olgusu eklenir. Bu yüzden de özellikle akrabalık kural ve değerleri aracılığıyla ifade edilenler başta olmak üzere, nüfusun hayli geniş bir bölümünde şiddetin ortaya çıkışını güçlü kısıtlamalar önemli oranda dizginlerken, şiddet yoluyla çözüme başvurma yönündeki bu doğal eğilim, bu tür kısıtlamaların kapsamına girmeyen kişilerle ilişkilerde oldukça çabuk açığa çıkar. "
Sayfa 23
Reklam
"... "şiddet" şu ya da bu şekilde, fazlasıyla gayri meşru ya da tasvip edilemez tutumlara karşılık düşer. Bununla birlikte, şiddetin uygulayıcısı tarafından özellikle bu öğe kolaylıkla küçümsenir, hatta tümüyle göz ardı edilir. Bu, Edmund Leach'in teröristlerce uygulanan şiddete ilişkin tezlerinde (1977) özellikle altı çizilen bir noktadır. Leach, bir toplumda yer alan teröristlerle toplumun önderleri (otoriteleri) arasında dikkate değer bir paralellik kurar ve son derece hayati bir noktada ikisi de kendi iradelerini toplum geneline dışarıdan benimsetmeye çalışan "yabancılar" (outsiders) sayılabilirler. Keskin bir karşıtlığın içine hapsolmuş durumdaki tarafların her biri diğerinin eylemlerini barbarlık olarak sunar, kendi eylemini ise kahramanca sayar. "
Sayfa 11
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.