Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Arap Çöllerinde Türkler

Alpay Kabacalı

Arap Çöllerinde Türkler Gönderileri

Arap Çöllerinde Türkler kitaplarını, Arap Çöllerinde Türkler sözleri ve alıntılarını, Arap Çöllerinde Türkler yazarlarını, Arap Çöllerinde Türkler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Elbiselerini getirdiler, giydirdiler, koltuğuna girdiler, merdivenlerden indirdiler. Bâbür-Rahma önüne kadar götürdüler. Burada kale kumandanı başını çevirdi. Acılı ve hüzünlü, her şeyden umudunu kesmiş bir bakışla 'Hücre-i Resullullah'a (Peygamberin mezarı) baktı. (...) Paşa'nın boynu bükülmüş, gözleri yaşarmıştı. 'Ne durma, ne düşmeden yürüme olanağı var' anlamında bir duruşla 'Görüyorsun Yâ Muhammed! Ben gitmiyorum, götürüyorlar!' demek istemişti. Aniden kılıç ve tabancasını hatırladı. Bunları getirdiler. Yavrusundan ayrılanların ancak hissettikleri bir duyguyla kalbi sızladı. 'Götürünüz, Hazreti Peygamber'in kızı Hayrünnisa Hazreti Fâtıma'ya emanet ediniz! Medine savunucusunun kılıcını, tabancasını ancak o koruyabilir' dedi. Götürdüler. Emanet yerine konduktan sonra Paşa Bâbü'r Rahma'dan çıkarılmıştı. Otomobile bindirildi. Soluna bir kaymakam (yarbay), karşısına bir jandarma yüzbaşısı yerleştirildi, tutuklu olarak götürüldü. Götürenler, Osmanlı subaylarıydı. Şerif Abdullah’dan emir almışlardı Fahreddin Paşa'yı Medine'den çıkarmak için... Mondros Ateşkesi imzalanalı üç ayı geçmişti; takvimler 104 Ocak 1919'u gösteriyordu...
Sayfa 69 - Cem YayıneviKitabı okudu
Türklerin Yemen’e ayak bastıkları günden başlayarak geçen dört yüzyıl içinde bilgili, ölçülü hareket eden Batı dünyası yurtlarına her gün bir ışık, bir yeşillik daha eklerken biz, bunu yapacak elleri Yemen'e göndererek yurttaki ışıkların önemli bölümünü birer birer söndürmüş, yeşillikleri kurutmuşuz. Böylelikle Yemen, 'Osmanlı İmparatorluğu'nun iç felaketi' olmuş. Orada yatanlar, sonsuza dek vatanı göremeyecek, gözü yaşlı analar, görmedikleri bilmedikleri uzak ufuklarda onların anısını arayacak, içi yandıkça biricik teselli türküsÜnü bir daha söyleyecekti: Ah o Yemen 'dir, giilii çinıendir Giden gelmiyor, acep nedendir? "
Sayfa 66 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ordu aç kalmasın diye halkın elindeki erzakı paralı ve parasız alıyorduk. Böylece açlık halkta yoğunlaşıyordu. Musul'da bir ekmek bir gümüş mecidiyeye (yani bir lira) ve sonraları üç liraya çıkmıştı. Halk bu parayı bulup ekmek alamazdı. Açlıktan ölüm olayları başladı. Her gün sokaklarda kadın, erkek, çocuk, ihtiyar bağıra bağıra ölüme gidiyor, bir çare bulunamıyordu. Ölen çocukların etini kasap dükkânlarında koyun ve kuzu eti diye satan veya aşçı dükkânlarında pişirip halka yediren 10-12 kişi idam edilmişti."
Sayfa 56 - Cem YayıneviKitabı okudu
12 Aralık 1917’de Şam’dan İstanbul’a hareket ettim. Tren Anadolu bozkırlarında ilerlemektedir. Bomboş, bakımsız topraklar... İstasyonlarda güçsüz, sağlıksız, yoksul insanlar... Cemal Paşa Suriye'de yalnız savaşla uğraşmamış, binlerce altın harcayarak nice bayındırlık eserleri, okullar, yollar, arkeolojik araştırmalar yaptırmıştır... Geride kalan bunca şeyi düşünerek yanındaki emir subayı Falih Rıfkı'ya (Atay) döner: “Keşke görevim buralarda olsaydı... Eğer kalırsam,bütün emelim Anadolu'da çalışmaktır.” der.
Sayfa 51 - Cem YayıneviKitabı okudu
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaba başlarken çerez niyetine, bildiğimiz şeyler vs diyerek başladım ama kitap bir su misali akip geçti. Keşke biraz daha uzun olsaydı dedim. Genelde alıntılar üzerinden gidiyor ama bunları derleyip sunmasi çok başarılı olmuş. Icim yana yana kaç yıllık vatan topraklarını kaybetmenin üzüntüsü içinde okudum. Iyi okumalar tavsiye ederim..
Arap Çöllerinde Türkler
Arap Çöllerinde TürklerAlpay Kabacalı · Cem Yayınevi · 200310 okunma
Çöl... Anadolu çocuklarının, Osmanlı subaylarının yaşamında çok önemli bir yeri olan çölün kendine özgü gerçeği bilinmezse, anlattığımız ve anlatacağımız seferlerin bir anlam kalmaz...
Sayfa 14 - Cem YayıneviKitabı okudu