Öylesine güçlü ki kendi kendine icat ettiği bazı berrak gerçekler karşısında da korkmuyor. Örneğin; Sevdayı ve sevdasızlığı zamanın yaratması gibi, bizi yaratan ve yıkan da zamandır; ve zamanı biz yaratır, gene biz yıkarız.
Kelimeler içe dönük bir acıma duygusunun ötesinde, eskiden beri safiyetini koruduğu ve sakınarak zihninde sakladığı bambaşka yollardan ona ulaşarak belirli bir ifadede biçim bulabiliyordu artık.